Puglia Gezi Rehberi

İtalya, namı diğer çizme ve çizmenin topuğu İtalya’nın Puglia bölgesi. Bir yanını Adriyatik kıyısına dayamış olan Puglia bölgesi’nin merkezi Bari olup Lecce, Brindisi, Foggia, Taranto da bu bölgenin önemli şehirleridir. İtalya’nın kuzey ve orta kısmına nazaran yatırımın çok daha düşük olduğu bölge genellikle balıkçılık ve tarım ile ön plana çıkmış olup İtalya’da üretilmekte olan zeytinyağının % 70 kadarı Puglia’dan elde edilmektedir. Bölgenin en önemli şehirlerinden biri olan Lecce ”Güneyin Floransa’sı” olarak da anılmaktadır.

TÜRKİYE’DEN PUGLIA’YA NASIL GİDİLİR?

THY’nin Bari’ye direkt uçuşları var, bu uçuşun başlamasından sonra Türkiye’den İtalya’nın Puglia bölgesine ulaşmak çok kolaylaştı. İstanbul-Bari uçuşu yaklaşık 2 saat sürüyor. Bari’ye ulaştıktan sonra Puglia’nın diğer bölgelerine ulaşım tren vasıtası ile gayet kolay.

BARI

BARİ HAVALİMANI’NDAN ŞEHİR MERKEZİNE NASIL GİDEBİLİRSİNİZ?

Bari Karol Wojtyla Havalimanı’ndan şehir merkezine gitmek için Ferrotramviaria isimli trenleri kullanabilirsiniz. Pasaport işlemlerinden geçtikten sonra tren tabelalarını takip ederek sizi Bari merkeze götürecek olan trene kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Bilet ücreti 5 Euro ve yaklaşık seyahat süresi 20 dakika. Bari merkezde tren istasyonundan çıktığınız zaman Aldo Moro Meydanı karşınıza çıkacak. Bari tren istasyonu, Ferrotramviaria son durağı ve tüm otobüs durakları AldoMoro Meydanında bulunuyor.  Bari Havalimanı’ndan sizi Bari merkeze yani AldoMoro Meydanı’na kadar getirecek ayrıca Bari’nin banliyölerine ulaştırabilecek tren hakkında daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

BARİ’DE GEZİLECEK YERLER NERELERİDİR?

  • Bari Vecchia / Surların içinde kalmış eski şehir.
  • Balık Pazarı / Mezat saatlerinde İtalyan filmlerinden fırlamış bir sahne gibi.
  • Lungomare / Bari’nin dillere destan sahil şeridi.
  • Basilicadi San Nicola / Eski şehrin içinde bulunan bazilika. Puglia bölgesinde bulunmakta olan en önemli dini eserlerden biri olarak öne çıkmaktadır.
  • Catedrale San Sabine / Puglia bölgesi’nin öne çıkan dini yapılarından biri de San Sabine Katedralidir.
  • Teatro Petruzelli / İtalya’nın 4.büyük opera binasıdır. Günümüzde de kullanıma açıktır.
  • Castello Svevo / 1233-1240 yılları arasında yeniden inşa ettirilerek son halini almış olan kale, Adriyatik kıyısında yer alır. Büyük bir kale olmasına karşın gezilecek yerlerinin büyük bir kısmı ziyarete kapalıdır.

BARİ’DE NEREDE KONAKLANIR?

Şehir merkezinde bulunması, tren istasyonuna ve cazibe merkezlerine yürüme mesafesinde olması, yenilenmiş odaları, uygun fiyatı ile benim için tek adres Victor Otel. Buradan otel hakkında daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Ayrıca Bari ve Puglia Bölgesi  otelleri  hakkında daha detaylı bilgi ve rezervasyon için buraya göz atmanızı da tavsiye ederim.

BARİ’DEN DİĞER ŞEHİRLERE NASIL GİDİLİR?

Puglia’da seyahatin en kolay ve konforlu yolu tren yolculuğu. Puglia’nın hemen hemen tüm şehirlerine tren ile ulaşmanız mümkün. İtalya’da tren işi tıkır tıkır işliyor ve çok dakik, bu nedenledir ki hem Puglia bölgesinde hem de İtalya genelinde başka bir ulaşım yolu denemeye gerek yok.

LECCE

BARI’DEN GÜNEYİN FLORANSA’SI LECCE’YE.

Bari’den Lecce’ye Regionale olarak adlandırılan banliyö trenleri ile yaklaşık 1 saat 45 dakika süren bir yolculuk sonrası ulaşabilirsiniz. Bu sürenin 2 saate kadar uzadığı tren seferleri de olabiliyor. Regionale olarak adlandırılan bu trenlerde koltuk numarası yok, bu nedenle bulduğunuz yere oturmanız ve trene pek de son dakika gitmemeniz gerekli, bazı saatlerde tren çok kalabalık olabiliyor. Trene binmeden önce istasyonlardaki makinelerde biletinizi mutlaka validate edip trene geçmeniz şart, tren içinde mutlaka kontrol oluyor. Bu hat için bilet fiyatları 11 ile 22 Euro arasında değişkenlik göstermekte.

Lecce’de trenden ineceğiniz nokta şehir merkezine çok yakın. Yürüyerek şehir merkezine 15 dakikada varabilirsiniz ya da tren garının hemen dışında bulunan otobüsleri de kullanabilirsiniz. Ben yürümenizi tavsiye ederim, varmanız gereken nokta ise Centro Storico yani Piazza Sant’Oronzo.

Lecce şehri Ortaçağ film seti gibi, buram buram tarih kokuyor. İnsan kendini Ortaçağ’da geçen bir filmin setinde gibi hissediyor, boşuna güneyin Floransa’sı olarak adlandırmamış.

LECCE’DE GEZİLECEK YERLER NERELERİDİR?

  • Centro Storico / Tarihi merkez.
  • Piazza Sant’Oronozo / Lecce’nin tarihi merkezinde bulunan ana meydan.
  • Anfitiatro Romano / Piazza Sant’Oronzo’da bulunmakta olan Anfitiatro Romano, 1904 ile 1948 yılları arası yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.
  • Piazza Duomo / Catedrale di Lecce’nin ya da diğer adı ile Duomo di Lecce’nin bulunduğu meydan.
  • Duomo di Lecce / Lecce’nin ve Puglia’nın en önemli dini yapılarından biri.
  • Chiesa di Sant’Irene / Duomo Meydanı’nın çok yakınında bulunan Lecce’nin görkemli dini yapılarından bir diğeri.

                                           

 

 

 

 

 

 

                                                                                   

 

BRINDISI

LECCE’ DEN BARİ’YE DÖNERKEN YOL ÜSTÜNDE BRINDISI.

Brindisi, Pugia bölgesinin Adriyatik kıyısında bulunan önemli liman şehirlerinden biri. Yunanistan’ın Patras limanından İtalya’ya feribot ile geçtiğiniz takdirde ilk durağınız Brindisi Limanı olabilir. Buradan İtalya’nın diğer bölgelerine kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Brindisi küçük ve şahane bir Adriyatik şehri.

LECCE BRINDISI ARASI TREN İLE NE KADAR SÜRÜYOR?

Lecce, Brindisi arası Regionale ile yaklaşık 25 dakika sürüyor. Bilet fiyatları 3 Euro civarı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BRINDISI’YE UÇAK İLE NASIL GİDİLİR?

Roma Brindisi arası uçak ile yaklaşık 1 saat 10 dakika sürmektedir. Brindisi Havalimanı olan  Aeroporto Del Salento‘dan Brindisi merkez ise yaklaşık 5,5 KM. Roma- Brindisi uçak bileti için buradan bilgi edinebilirsiniz.BRINDISI’DE CAZİBE NOKTALARI NERELERİDİR?

  • Cattedrale di Brindisi / Pugila’nın görkemli dini yapılarından bir diğeri.
  • Colunne Romane / Brindisi’nin simge yapılarından biri.
  • Centro Storico / Tarihi merkez.
  • Lungomare / Brindisi’nin kıyı şeridi.
  • Porto di Brindisi / Brindisi Limanı’nı şehir merkezine bağlayan tarihi kapı.

FOGGIA

BARI’DEN FOGGIA’YA NASIL GİDİLİR?

Ben tüm Puglia gezimde olduğu gibi Bari’den Foggia’ya giderken de tren kullandım.

  • Bari’den Foggia Regionale isimli tren ile 1 saat 30 dakika kadar sürüyor ve ücreti yaklaşık 9 Euro.
  • Hızlı tren ( Frecciabianca ) ile ise 1 saat sürüyor ve ücret 20 Euro.

FOGGIA’DA GÖRÜLECEK YERLER NERELERİDİR?

  • Cathedrale di Foggia
  • Chiesa di Gesu é Maria
  • Museo del Territorio
  • Palazzo delle Statue
  • Palazzo Marzano

 TARANTO

Kendisi ile aynı isme sahip körfeze kıyılarını dayamış olan Taranto da diğer Puglia’lılar gibi biraz Akdenizli biraz da Arabik havaya sahip bir liman şehridir.

BARI TARANTO ARASI TREN İLE NE KADAR SÜRÜYOR?

Bari’den Taranto arası Regionale ile 1 saat 15 dakika kadar sürüyor ve ücret 8 Euro civarı.

TARANTO’DA NERELERİ GEZEBİLİRSİNİZ?

  • Castello Aragonese
  • Cathedrale di Taranto ( Duomo di San Cataldo)
  • Chiesa di San Domenico Maggiore
  • Lungomare Vittorio Emanuele 3
  • Plazzo del Governo.

BARİ VE PUGLIA BÖLGESİ’NDE NE TATMADAN DÖNMEMELİSİNİZ?

  • Focaccia / Puglia’ya özgü bir çeşit pizza diyebiliriz.
  • Orecchiette / Ev yapımı Bari makarnası.
  • La Buratta / Bölgeye özgü, dışı mozarella içi krema olan bir peynir türü.
  • Puglia ‘ya özgü, Negroamaro ve Primitivo şarapları.

TREN ITALIA HAKKINDA KISA BİLGİLER.

  • İstasyonlarda bilet almanız için makineler var.
  • Makineler çeşitli dillerde hizmet veriyor.
  • Bilet alımı sırasında size yol gösterecek yetkililer mutlaka oluyor.
  • Bilet alımlarınızı makinelerden yapabileceğiniz gibi gişelerden de yapabilirsiniz.
  • Hızlı tren için aldığınız biletlerin saat ve koltuk numarası kesin. Bu nedenle biletlerinizi validate etmenize gerek yok.
  • Banliyö trenleri için aldığınız biletler açık bilet bu nedenle trene binmeden önce mutlaka validate edilmesi gerekiyor.
  • Cumartesi günleri için bazı hatlarda kampanyalar oluyor iki kişi bir kişi fiyatına seyahat edilebiliyor. Bu kampanyadan faydalanmak için sefere 48 saat kalana kadar biletleri satın almak gerekli.

Buradan Tren Italia için online bilet alabilir, seferler ve kampanyalar hakkında daha detaylı fikir edinebilirsiniz.

PUGLIA BÖLGESİ’NDE BAŞKA NERELERİ GÖRMELİSİNİZ?

  • Locorodonto
  • Polignano a mare
  • Otranto
  • Gallipoli
  • Alberobello

KISA KISA NOTLAR.

  • Puglia gezileriniz için karargâhınızı Bari’ye kurabilir ve civar şehirlere rahatlıkla gidip dönebilirsiniz.
  • Araç kiralama Puglia için iyi bir yöntem olabilir.
  • Tren ile tüm bölgeyi son derece konforlu ve kolay bir şekilde gezebilirsiniz. İtalya’da tren sistemi sıkıntısız.
  • 4 gün gibi bir süre Puglia’yı gezmeniz için yeterli olacaktır.
  • Yaz aylarında yapılacak olan Puglia seyahati sırasında şahane Adriyatik plajlarında deniz tatili de yapılabilir.
  • Türkiye’den uçuş sadece Bari’ye var lakin Brindisi ve Foggia’da da havalimanı mevcut. Bu havalimanlarına yapılabilecek uçuşlar ile alakalı Alitalia havayolları sitesinden daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.

Zürih: İsviçre’de Bir Alman

Siz hala İsviçre’deki Alman Zürih ile tanışmadınız mı yoksa? Zürih İsviçre’nin ekonomik başkenti olduğu gibi ayrıca Zürih Kantonunun da resmi başkentidir, bu kantonda resmi dil Almancadır. Gözleriniz kapalı bir şekilde sizi Zürih’e bıraksalar ve etrafta da hiç İsviçre bayrağı olmasa kesinlikle bir Alman şehrinde olduğunuzu düşünmeniz çok yüksek bir ihtimaldir.

Zürih ilk planda; düzenli yerleşimi, şık ve temiz sokakları, pahalı mağazaları, Dünyaca ünlü bankaları ile ön plana çıkar. Görüp görebileceğiniz en pahalı kentlerden biridir, bu nedenle Zürih’e ya da İsviçre’nin başka bir kentine yaptığınız seyahat sırasında lütfen harcadığınız parayı TL’ye çevirip kıyaslamayın aksi takdirde tatilinizi kendinize zehir edersiniz. Zürih seyahatine çıkacak olan size ilk önerim budur ve insana yaşatacağı sarsıntı tecrübe ile sabittir, boşuna debelenmeyin çünkü korkunun ecele faydası yok. Basit bir örnek vermek gerekir ise çaresizlikten 13 CHF’ye Mc Donald’s menü yediğimiz durumlar oldu ki en ucuz sandviç bile 11 CHF, Su 3 CHF, bira 6-10 CHF arası değişmekteydi.

Göller ülkesi İsviçre’nin finansal merkezinin kıyılarını Zürih Gölü çizmekte olup şehrin ortasından Limmat Nehri geçmektedir. Zürih Gölü kıyılarından ve nehir kenarından başlayan yerleşim iç kısımlara doğru düzenli ve dingin bir şekilde devam etmektedir.

Zürih’te yaşam, hayatın dingin ve sakin aktığı diğer İsviçre kentlerinden daha da dingindir çünkü Zürih biraz da dilini konuştukları Alman yaşantısından da etkilenmiş ve sosyal hayat biraz olsun Almanlaşmıştır, hafta içi akşam saatlerinde sokaklarda insan bulmak pek mümkün değildir. Şehir merkezi hafta sonları kalabalık olur lakin Zürih’te oluşan bu kalabalığı bizdeki kalabalık ile kıyaslamanız sanki biraz abes olur.

ZÜRİH’E NASIL GİDİLİR?

Türk Hava Yolları ve Pegasus Hava Yolları İstanbul-Zürih arası düzenli seferler yapmaktadırlar, geçtiğimiz yıllarda İsviçre milli hava yolu olan Swissair da İstanbul-Zürih arası uçmaktaydı lakin artık uçuşlarını durdurdular. Zürih Havalimanından şehir merkezine tren ile, Zürih merkez tren istasyonundan ise şehrin iç kısımlarına tramvay ya da otobüs ile kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Bu tarifeler ve yol güzergâhları hakkında detaylı bilgiyi www.sbb.ch adresinden edinebilirsiniz. Zürih seyahatiniz sırasında -havalimanı gidiş/dönüş haricinde- pek toplu taşıma ihtiyacınız olacağını sanmam lakin başka şehirlere de gitmeyi planlıyorsanız size Swiss Travel Pass öneririm, gene STP ile alakalı www.sbb.ch ‘den detay alabilirsiniz. Eğer Swiss Travel Pass satın alırsanız, ilk seyahatinizden önce mutlaka üstünde kalem ile doldurmanız gereken yerleri titizlikle doldurun çünkü doldurup tarih attığınız an süresi işlemeye başlıyor, doldurulmamış bir STP ile kontrol memuruna yakalanmanız halinde cezası büyük ve biz şehirlerarası tren yolculuklarının hemen hepsinde bu kontrole girdik. İşinizi riske etmeyin ayrıca aldığınız tüm tek kullanımlık biletlerinizi de araçlara binmeden mutlaka validate edin, istasyonlarda makineler mevcut. Eğer Zürih içinde çok toplu taşıma kullanacak ve müzelerde çokça vakit geçirecekseniz size ZürichCard öneriyorum.

ZÜRİCH CARD NEDİR?, AVANTAJLARI NELERDİR?

  • Kart, 24 saat ve 72 saat kullanım imkanları sunan iki farklı opsiyon ile karşımız çıkıyor.
  • 24 saatlik kart; yetişkinler için 24 CHF / 6-16 yaş için 16 CHF.
  • 72 saatlik kart; yetişkinler için 48 CHF / 6-16 yaş için 32 CHF.
  • Zürih ve çevresinde, 2.Sınıfta olmak üzere sınırsız olarak; otobüs, tren, tramvay kullanımı.
  • Limmat nehir gezisi kart sahiplerine sadece 5 CHF.
  • Bazı müzelere free, bazı müzelere indirimli giriş imkânı.

ZürichCARD hakkında daha detaylı bilgiye linkten ulaşabilirsiniz. www.zuerich.com/en/visit/your-city-travel-pass

ZÜRİH’TE NERELERİ GEZMELİ?

Banhoffstrasse.

Havalimanından şehir merkezine tren ile gelirseniz, istasyondan çıkmış olduğunuz nokta Banhoffstrasse yani şehrin tam göbeği. Banhoffstrasse’nin bir ucu Zürih gölü kıyısına bir ucu ise şehrin iç kısımlarıma ulaşıyor. Zürih’in en popüler caddesi olup dünyaca ünlü ve pahalı birçok markanın mağazaları bu cadde üzerinde bulunmaktadır.

Grossmüsnster Kilisesi.

İkiz kuleleri ile Zürih şehrinin simgelerinden birdir.

Framünster Kilisesi.

20.yy’da yapılmış olan vitrayları ile ön plana çıkmaktadır.

İsviçre Ulusal Müzesi.

İsviçre’nin tüm tarihi hakkında fikir edinmenizi sağlayacaktır. www.landesmuseum.ch adresinden müze hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz. Giriş ücretleri; tam 10 CHF, indirimli 8 CHF şeklindedir.

Kunsthaus.

İsviçre’nin en önemli güzel sanatlar müzesidir. www.landesmuseum.ch adresinden müze hakkında daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Giriş ücretleri; tam 16 CHF, indirimli 11 CHF’dir.

St.Pettskirche Kilisesi.

Çan kuleleri ile çok heybetli bir görünüme sahip olan kilise ayrıca görkemli saatleri ile de ön plana çıkmaktadır.

Zürich Toy Museum.( Oyuncak Müzesi )

Zevkle gezilebilecek ve şahane bir koleksiyona ev sahipliği yapan bir müze eğer vaktiniz olur ise ziyaret etmenizi tavsiye ederim. www.zuercher-spielzeugmuseum.ch linkinden müze hakkında daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Giriş ücretleri; tam 5 CHF, 6-16 yaş free.

FIFA World Football Museum.

Futbol meraklılarının mutlaka ziyaret etmesi gereken müzenin resmi internet adresi www.fifamuseum.com olup bu sayfa üzerinden indirimli bilet alabilirsiniz. Kapıdan alınan biletleri için fiyatlar; tam 24 CHF, 7-15 yaş 14 CHF şeklindedir.

www.zuerich.com adresinden ise şehirdeki diğer cazibe noktaları, ulaşım, yeme, içme kısacası Zürih ile ilgili her türlü konu hakkında daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

OTEL ÖNERİSİ.

Zürih konaklaması için size önerim ’’Youth Hostel’’ olacak. Eğer fazla lüks merakınız yok ise gayet iyi bir seçenek. Youth Hostel çok merkezi bir konuma sahip, şehirdeki hemen hemen bütün cazibe noktalarına yürüme mesafesinde ayrıca Wollishofen tren istasyonuna da yürüyerek 6,7 dakika uzaklıkta. Youth Hostel toplu alanlarda ücretsiz WiFi imkânı sunuyor bunun yanı sıra kahvaltı gayet iyi lakin kahvaltıdan sonra tabaklarınızı kaldırmanız gerekiyor, sistem bu şekilde işliyor. Biz 4 kişilik ranzalı, yurt düzeni fakat banyo ve WC’si içinde olan odada 3 kişi kaldık, çok sıradan odalar fakat bizim beklentimizi karşıladı, dediğim gibi fazla beklentiniz yok ise sıkıntı yaşamazsınız, lüks arayanlar lütfen uzak dursunlar. Tarafımca şiddetle tavsiye olunur başka otellere boşuna çok büyük paralar ödemeyin.

ZÜRİH’TE NE YENİR, NE İÇİLİR VE RESTORAN ÖNERİLERİM?

Yazımın başında da belirtmiş olduğum gibi Zürih’te yeme içme tek kelime ile çok pahalı. Biraz hovardalık yapıp aşağıdaki restoranları deneyimledik belki sizin için de faydalı olur diye buraya yazıyorum.

Swiss Chuci  Restoran.

Peynir ve Et Fondüyü Swiss Chuchi’ de deneyimlemenizi öneririm. İsviçre’ye gelip de Fondü yememek olmaz, fondü için 26-30 CHF arası bir ücret ödemiştik. Restoranın internet adresi www.hotel-adler.ch

Zeughausskeller.

Bulabileceğiniz en iyi İsviçre mutfağı bence burada. Aşağıdaki İsviçre ve Zürih’e has lezzetleri tatmanız için ’’Zeughauskeller’’ çok doğru bir adres.

Bratwurst; Sandviç içinde hardallı kızarmış sosis.

Spaetzl; sviçre makarnası. Tüm yerel İsviçre yemeklerini deneyimleyebilecek olduğunuz ‘‘Zeughauskeller’’ gene size önerdiğim restoran olacak.

Zürcher Kalbsgeschnetzeltes; Geleneksel İsviçre yemeklerinden biri daha. Zürih usulü kremalı, mantarlı dana eti yanında rendelenmiş patates ile servis diliyor.

Rollı’s Steak House.

Amerikan tarzı döşenmiş ve lezzetli biftekleri olan bir restoran. www.rollis-steakhouse.ch adresinden daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Lindt Fabrikası.

Çikolatanın anavatanındasınız. Her caddede, her mekânda şahane çikolatalar göreceksiniz. Çok aşırıya kaçmadan tatmanızı öneririm, bu fırsat kaçmamalı. Ayrıca Kilchberg’de ’’Lindt’’ fabrika satış mağazası diyebileceğimiz bir yeri var oraya da uğramanızı tavsiye ederim.

Girne: Mavi Köşk

Mavi Köşk, İtalyan asıllı Rum olan Paulo Paolides tarafından 1957 yılında yaptırılmıştır.Kıbrıs doğumlu olan Paolides İtalyan asıllı Rumlardandır ve avukat olmasının yanı sıra silah kaçakçısıdır.Dönemin Kıbrıs Cumhurbaşkanı Baş piskopos Makarios’un avukatı olup avukatlık mesleğini silah kaçakçılığını gizlemek için bir kılıf olarak kullanmıştır. Şimdi Mavi Köşk diğer adı ile Kaçakçının Köşküne yapmış olduğumuz gezimiz sırasında edindiğimiz bilgileri kısa notlar şeklinde sizlerle paylaşalım.

Mavi Köşk, Girne’ye arabayla yaklaşık 30 dk mesafede bulunmaktadır.
Buraya tur servisleri de kalkmaktadır.
Pazartesi günleri hariç tüm günler 09:00 – 18:00 saatleri arasında ziyarete açıktır.

Giriş ücretleri;
Sivil 3 TL
Öğrenci 2 TL
Subay, astsubay, uzman erbaş, sivil memur ve emekliler 2 TL
Erbaş ve Er, Çocuk (0 – 12 yaş), Gaziler, Şehit ve Gazi aileleri ve Engelliler için ücretsiz.

Evin konumu tepenin üstünde, askeri birliğin içindedir. Tepeye doğru bakıldığı zaman ağaçlardan ve evin tepenin iç tarafında olmasından dolayı evi görmek pek mümkün olmamaktadır. Ancak evden birçok yer çok rahat görülebilmektedir.

Evin girişinde sizi karşılıyorlar, burada ödemenizi yapıyorsunuz. Tüm askeri birimlerde olduğu gibi ödemeler sadece Kredi Kartı ile yapılmaktadır.
Yoğunluğa göre siz geldikten 5 veya 30 dk sonra rehberlik hizmeti verileceği hatırlatılıyor.

Tanıtım gezisinden önce isterseniz bahçeye çıkıp kendiniz gezebilirsiniz. Burada yüzme havuzunu, bahçedeki mini barı, oturma alanlarını ve manzarayı çok keyifle izleyeceğiniz toplanma alanını görebilirsiniz.

Rehber eşliğinde evi gezmeye alt kattaki odalardan başlıyorsunuz. Burada meşhur süt banyosunu, 2 adet 60 yıllık İngiliz piyanosunu ve daha birçok evin orijinal oturma eşyasını görebilirsiniz.

Üst katta ilk dikkatinizi çeken şey, her odanın farklı bir renk ile dekore edilmiş olması. Dinlenme odası, misafir odası, yatak odası, toplantı odası ve deprem odası olarak hazırlanmış olan çocuk odası.

Toplantı odasında altın kaplamalı büyük bir Meryem ana tablosu bulunmaktadır. Bunu 2 rahibin yaptığı, paha biçilemez değerde olduğu söylenmektedir.

Evin ilgi çekici özellerinden bazıları;
1960’lı yıllarda inşa edilmiş olmasına rağmen tüm odalarında merkezi klima sisteminin kurulmuş olmasıdır.
Deprem uyarısı için özel bir dolabın ve üzerinde özel bir heykelin bulunması, eve sonradan yapılmış olan odanın bina ile arasında boşluk bırakılmış olması depreme karşı ne kadar tedbirli olduklarını gösteriyor.
Bukalemun derisiyle kaplı içki dolabı havanın sıcaklığına göre (yaz – kış) renk değiştirmektedir. Bu özelliği için özel bir solüsyon kullanılmaktadır. Evin sahibi ayrıldığı 1974′ den 1984’deki ölümüne kadar her yıl evin bakımı için para göndermiştir. Sonrasında bakımı yapılmayan dolabın renkleri sararmış durumdadır.
Üst kattaki balkonlu odada oturduğunuzda; güneşin hem doğuşunu hem de batışını izleyebiliyorsunuz.

Evin içinde bulunan kasa yıllar sonra Türkiye’den gelen temsilciler ile açılmış, içinden 20 pound ve altın 1 anahtar çıkmıştır. Anahtarın nerede kullanılacağı halen bulunamamıştır.
Bahçede yerin altına inilen gözlem odası bulunmaktadır. Bu gözlem odası tüm vadiyi görebilmektedir. Barış Harekatı sırasında buradan Türk askerlerine ateş edildiği ve çok sayıda şehit verdiğimizi öğrendim.
Bahçede “eko” yapan bir hitap taşı var. Bu noktadan bağırdığınız zaman sesinizin şiddeti artmakta ve hitap ettiğiniz kişiler evin her yerinden sizi duyabilecek seviyede olmaktadır.
Şarap çeşmesi ve daha birçok özellikleri barındırmaktadır.

Bundan 60 yıl önce yapılmış olan harika bir mimariye ve dönemin tüm teknolojik imkanlarının kullanıldığı lüks bir yaşamı incelemeniz size keyif verecektir. Daha detaylı bilgiye http://kibrismavikosk.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Kazan: Pek Farklı Bir Deneyim

Rusya’nın en büyük 10 kentinden biri olan Kazan, Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nin başkentidir ve Volga’nın bir kolu olan Kazanka nehri kenarında kurulmuştur. Tataristan Özerk Cumhuriyeti Rusya Federasyonu’na bağlıdır.

Kazan’a Nasıl Gidilir? 

Kazan’a THY’nin direkt uçuşları bulunmakta olup karşılıklı olarak yapılmakta olan seferler yaklaşık 4 saat sürmektedir.

Kazan Havalimanı’ndan Şehir Merkezine Nasıl Gidilir? 

İstanbul-Kazan uçuşları akşam geç saatte olduğundan dolayı -01.00 gibi Kazan’da olunuyor, gümrük işlemlerini de hesaba katarsak saat 02.00 gibi havalimanından çıkılıyor- o saatlerde Kazan Havalimanı’ndan şehir merkezine giden tren ve otobüsler çalışmıyor, bu nedenle havalimanı transferi almanızı tavsiye ederim. Havaalanı transferi için  buradan faydalanabilirsiniz.

Tataristan’a Vize Var mı? 

Türk Vatandaşlarının Kazan’a seyahat etmesi için Rus vizesi almaları gerekmektedir.

Kazan’da Gezilecek Yerler Nereleridir?

  • Kul Şerif Camii / Kazan Kremlin’in içinde bulunan muhteşem camii ayrıca Rusya’nın da en büyük camisidir.
  • Kazan Kremlin Sarayı / Unesco Dünya kültür mirası listesinde olan Kazan Kremlin; içinde bulundurduğu Kul Şerif Camii ve Ortodoks kilisesi ile de dinler arası hoşgörünün sembolüdür.

  • Bauman Caddesi / Kazan’ın en popüler yürüyüş ve alışveriş caddesi.

  • Kazan Aile Merkezi / Kazan’ın sembollerinden, kazan şekline yapılmış, iyi bir fotoğraf çekme noktası, evlendirme dairesi olarak da hizmet veriyor.
  • Musa Jalil Heykeli / Musa Jalil; Tatar asıllı Rus şair olup ayrıca bir halk kahramanıdır. Heykeli Kazan Kremlin’in hemen girişinde bulunmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  • Sovyet Yaşam Müzesi / Sovyet dönemine ait birçok objenin bulunduğu ve o dönemin hayat akışı hakkında fikir sahibi olabileceğiniz çok ilginç bir müze.
  • Süyümbike Kulesi / Tataristan’ın milli kahramanı olan Süyümbike adına diklmiş olan kuledir. Süyümbike, Hanbike sıfatı ile Kazan Hanlığı’nı yönetmiş olan bir Tatar Sultanıdır.
  • Bütün Dinler Tapınağı / 16 farklı dine ait mabet bulunan yapı.

  • Lenin’in Evi Müzesi / Kazan’ın en eski müzelerinden biri olup 1937 yılında açılmıştır.
  • Tatar Mahallesi / Eski Tatar yaşantısı hakkında fikir edinebileceğiniz geçmişin korunmuş olduğu mahalle.

  • Kolhoz Pazarı / Sebze, meyve, bakliyat, et ve daha birçok şeyi bulabileceğiniz, mutlaka görülmesi gereken yerel bir Pazar.

Kazan Çevresinde Nereleri Görmelisiniz?

  • Sviyazhsk Adası / Kazan’a 30 KM mesafede bulunmakta olan Sviyazhsk Adası kültürel tarihi nedeni ile büyük öneme sahiptir. Korkunç Ivan döneminde kurulmuş olan ada, Tataristan topraklarında bulunan ilk Hristiyan şehri olup Tataristan’ın ilk ahşap kilisesi de bu ada üzerinde bulunmaktadır.

  • Antik Bolgar Şehri / Unesco Dünya kültür mirası listesinde olan Antik Bolgar; Divan-ı Lugati’t Türk’te ”Herkes tarafından bilinen, tanınmış bir Türk şehri” olarak geçmektedir. Ortaçağdan kalma camiler ve kiliselerin bulunmakta olduğu Antik Bolgar’da dünyanın en büyük ebatlı Kur’an-ı Kerim’i de sergilenmektedir.

Kazan’ın Volga ( İdil ) nehri kıyısında bulunan limanından kalkan botlar ile Bolgar Antik Şehri’ne seyahat edebilirsiniz.08.00 kalkışlı botlar yaklaşık 2,5 saat süren bir yolculuk sonrası Bolgar’a varıyor. Volga nehri üzerinde yapılacak bu bot yolculuğu da eşsiz bir deneyim olabilir.

Tatar Mutfağı Hakkında Kısa Kısa…

  • Tatar mutfağı gerçekten çok geniş ve bizim damak tadımıza uygun bir yelpazeye sahip. Koyun ve tavuk etinin yanı sıra at eti de çok rağbet görüyor.
  • Çay vazgeçilmez.
  • Hamur işleri çok önemli bir yere sahip.
  • Tatlı, olmazsa olmaz.

Tatar Mutfağının Öne Çıkan Yemekleri Neleridir?

  • Kıstıbıy / Gözlemeye benzeyen, içi patates püresi ile dolu yarım ay şeklinde hamur işi.
  • Öçpoçmak / Tatar mutfağının en lezzetli hamur yemeklerinden biridir. İçinde et, soğan, patates var ve üçgen şeklinde.
  • At Eti Yahnisi /  At etinden yapılan, Tatar mutfağının çok rağbet gören yemeklerinden biri.
  • Pelmeni / Rus usulü mantı.
  • Çak Çak Tatlısı / Tataristan tatlılarının medarı iftiharı.
  • Eleş / İçinde patates, kıyma, yada kuzu eti olan, yuvarlak ve yumuşak hamurlu, börek formunda bir Tatar mutfağı klasiği.
  • Gubayda / İçinde pirinç, kuru üzüm ve lor olan dışı hamur bir tatlı.

Restoran Önerilerim:

  • Tatarskaya Usadba / Tatar mutfağını deneyimleyebileceğiniz en doğru mekânlardan biri.
  • Craft Restaurant Petzold / Avrupa mutfağı.
  • Cenghis Khan Restaurant / Rus ve Tatar mutfağı. Bolgar Antik Şehri’ne gittiğiniz zaman öğlen yemeği için uğramanızı tavsiye edeceğim otantik bir mekan.
  • Night City Restaurant & Bar / Tatar ve Avrupa mutfağı.

Kazan’da Nerede Konaklama Yapmalı?

Ben Kazan seyahatim sırasında Korston Club Otel’de konaklama yaptım. Oda gayet iyiydi; lakin kahvaltıda bizim damak tadımıza göre bir şeyler bulmak oldukça zordu. Otel, şehrin tam göbeğinde olmamasına karşın araba ile merkezi noktalara 10 dakika uzaklıkta. Buradan otel hakkında daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Ayrıca diğer önerebileceğim oteller;

  • Ramada Kazan City Center.
  • Kazan Rivyera.
  • Cortyard Mariott Kazan Kremlin.
  • Bilyar Palace.

Kazan’da Ne Yapmadan Dönmemelisiniz?

  • Tatar yemeklerini mutlaka tadın.
  • Kazanka nehri kıyısında gezin.
  • Antik Bolgar Şehri’ni ziyaret edin.
  • Kolhoz Pazarında alışveriş yapın.
  • Çak çak tatlısını mutlaka deneyin.
  • Bauman caddesinde yürüyüş yapın.
  • Kazan Kremlin Sarayını ve içinde bulunan Kul Şerif Camisini ziyaret edin.
  • Riviera Otel içindeki Aqua Park Rivera’da vakit geçirin.
  • Turistik tramvay ile şehir turu yapın.
  • The Legend Gece Kulübü’nde Kazan gecelerinin tadını çıkartın.

Roma tek bir günde nasıl gezilir?

Roma asla ve asla birkaç günde gezilecek bir şehir değil. Tam anlamıyla Roma’yı gezmek, hem iç hem de dış mekânları içinize sindirerek ziyaret etmek için minimum 4 güne ihtiyaç olduğu kesin lakin benim bu yazımdaki konum hızlandırılmış Roma gezisi olacak.
Eğer Roma’da geçirecek 7-8  saatiniz varsa, Roma’yı nasıl gezersiniz? Haydi, şimdi hep beraber Termini’ den yola çıkıp yürüyerek Roma’yı gezelim. Yer bildirelim, Selfie çekelim.
*Aşağıdaki program yürümeyi seven, gezgin ruhu taşıyan insanlar için uygun olup iki yürüyüp beş oturanlara asla tavsiye edilmez.
Turumuza Termini tren istasyonundan başlıyoruz…..

TERMINI‘DEN PIAZZA DELLA REPUBLICA‘YA …
Termini tren istasyonunun otobüs duraklarına bakan ana kapısına sırtınızı verip tam karşıda mevcut ( Piazza Del Cinquecento) otobüs duraklarından devam edip trafik ışıklarından karşı kaldırıma geçiyoruz. Geçtiğimiz noktada sağ tarafta 15,20 metre kadar ileride National Roman Museum ‘un girişi var, biz Viale Luigi Einaudi ‘den devam ederek Piazza Della Republica ‘ya varıyoruz. Meydanın ortasında Fontana Delle Naiadi, hemen sağ tarafında Basilica Santa Maria Angeli var. Sırtımız hala Termini yönünde olacak şekilde durduğumuzda sol tarafta kalan cadde Via Nazionale olup bu caddeden düz aşağıya devam ettiğimiz zaman varacağımız nokta Piazza Venezia ama bizim rotamız bu şekilde değil. Piazza Della Republica ‘da işimiz bittikten sonra Piazza Barberini ‘ye devam ediyoruz

PIAZZA DELLA REPUBLICA ‘DAN PIAZZA BARBERINI’YE…
Sırtımız Termini’ye bakıyor olacak şekilde devam ediyoruz. Karşımızda yol ikiye ayrılıyor orta kısımda kafe var. Biz yolun sol tarafından aşağıya doğru devam ediyoruz kısa bir süre sonra sağ tarafta Fontana Dell’Acqua Felice ve onun hemen yanındaki sokağın hemen girişinde sol tarafta Chiesa Di Santa Maria Della Vittoria , sol tarafta ise onlarca motorun park ettiği park alanı karşınıza çıkacak. Sol kaldırım tarafından araç akışına ters yönde Via Barberini ‘den aşağıya doğru yürüyor ve sonunda Piazza Barberini ‘ye ulaşıyoruz. Triton Fountain önünde resim çekiyor, inceliyor ve yolumuza devam ediyoruz. Yorgunluk başlamış ise civar kafelerde bir kahve molası veriyoruz lakin yorulmak için çok erken ve daha gezmemiz gereken çok yer var.

PIAZZA BARBERINI ‘DEN PIAZZA DI SPAGNA’YA…
Meydana geldiğiniz zaman sol tarafta Barberini Metro istasyonu var. Yolun tam karşı tarafı meşhur cadde Via Del Corso’ya gidiyor lakin biz sağ kolda kalan Via Sistina ‘ya girip yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüş sonrasında İspanyol Merdivenleri’nin üst tarafına ulaşıyoruz. Artık Piazza Spagna ve Spanish Steps ( İspanyol Merdivenleri, Scalinata Dİ Trinita Dei Monti ) ‘ye varmış oluyoruz. Merdivenlerden indiğiniz nokta Piazza Spagna olup Fontana Della Barcaccia ‘da bu meydanda bulunmaktadır.

PIAZZA SPAGNA’DAN PIAZZA DEL POPOLO ‘YA..
Merdivenlere sırtımızı verip sağa dönüyoruz düz devam edip Via Del Babuino ‘ya girip bu caddeden devam ederek Piazza Del Popolo‘ya varıyoruz. Bu meydanda Park Borghese‘ye çıkıp panoramik şehir manzarası izleyebilir, park içinde gezinti yapabilir ayrıca Galleria Borghese’yi ( Ekstra zaman gerektirdiği için bu yürüyüş turu için vakit açısından uygun olmaz )ziyaret edebilirsiniz.

PIAZZA DEL POPOLO’DAN FONTANA TREVİ’ YE ( AŞK ÇEŞMESİ)…
Roma’nın en ünlü caddelerinden biri olan Via Del Corso ‘ya girip yürümeye başlıyoruz. Oldukça keyifli ve hareketli bir cadde. Lüks mağazalar, yemek yenecek restoranlar, sokak satıcıları, müzisyenler, ressamlar ile dopdolu. Via Del Corso’nun bir ucu Piazza del Popolo diğer ucu ise Musollini’nin meşhur balkon konuşmasını yapmış olduğu Victorio Emenuele II anıtı ve Piazza Venezia. Piazza Del Popolo’dan yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüş sonrası sol koldaki tabelaları takip ederek Fontana Trevi’ye ulaşabilirsiniz. Via Del Corso ‘nun uzunluğunu 3 birim olarak düşünürsek Fontana Trevi için sapmanız gereken nokta yaklaşık olarak 2.birimin sonu. Sola saptıktan sonra birkaç küçük manevra yapmak Fontana Trevi’ ye ulaşmanız için yeterli. Artık meşhur Aşk Çeşmesine para atıp önünde resim çektirebilir yanında bulunan Gelaterialardan Roma Dondurması tadabilirsiniz.

FONTANA TREVİ’DEN PANTHEON’A…
Fontana Trevi’ ye gelirken kullandığımız yol vasıtası ile Via Del Corso ‘ya geri çıkıyor ve karşı kaldırıma geçiyoruz. Karşı kaldırıma geçtiğimiz yerden iç tarafa doğru yürüyor ve tabelaları takip ederek Pantheon’a 5 dakikalık bir yürüyüş ile ulaşıyoruz.

PANTHEON’DAN PIAZZA NAVONA…
Pantheon’a sırtınızı verip sol tarafta bulunan Via Giustiniani’den düz devam ediyoruz.Karşımıza çıkan cadde olan Via Del Salvatore’den düz devam edip Corso Del Rinascimento caddesine vardığımızda sola sapıp sağ tarafta bulunan ilk sokağa girdiğimizde sokağın sonu Piazza Navona. Piazza Navona ’da: Fontana Dei Fiumi, Fontana Del Moro, Fontana Del Nettuno çeşmelerini görecek ve Chiesa Di Sant ‘Agnese İn Agone Kilisesini açık olduğu zaman dilimine denk gelmişseniz ziyaret edebilme imkânı bulabileceksiniz. Ayrıca Piazza Navona tarihi dokusu ve eserlerinin yanı sıra ressamları, sokak satıcıları, kafeleri, restoranları ile Roma seyahatlerinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.

PIAZZA NAVONA’DAN CAMPO DEI FIORI…
Piazza Navona ‘da Fontano Del Moro ‘ya sırtımızı verip tam karşı sokaktan düz olarak devam edip caddeye çıkıyoruz.Işıklardan karşıya geçip Via Dei Giubbonari ‘den devam edip 3,4 dakikalık bir yürüyüş sonunda Campo Dei Fuori’ye varıyoruz. Campo Dei Fuori’de Giordano Bruno heykeli altında soluklanabilir, Foro Campo Dei Fuori’den şahane İtalyan hamur işlerini deneyimleyebilir yada meydanda bulunan birbirinden nefis restoranlarda İtalyan mutfağının muhteşem lezzetlerini tadabilirsiniz. Tabii ki meydanda kurulmuş küçük pazarı gezmeyi de ihmal etmeyin.

CAMPO DEI FIORI’DEN TRASTEVERE…
Campo Dei Fuori ‘ye geldiğimiz yönün tam aksi yönde mevcut dar sokaklardan birine girip nehire kadar ilerliyor ve nehir üstündeki köprüler vasıtası ile – Roma’da Sanatçıların ve daha bohem bir hayat yaşayan halkın tercih ettiği kısmı olan- Trastevere’ ye varıyoruz.( Günlük bir Roma gezisi için Trastevere pek uygun olmayabilir lakin burada 1,2 saat geçirmek gerekir)

TRASTEVERE ‘DEN PIAZZA VENEZIA / VITTORIO EMANUELE 2 ABİDESİ…
Trastevere’ye gelene kadar Via Del Corso’dan beri aştığımız yolları geri dönüp Via Del Corso’ya vardığımızda sağa dönüp yürüdüğümüz zaman 5,6 dakika sonra Piazza Venezia’ya ve Musollini’nin meşhur balkon konuşmalarını yapmış olduğu Vittorio Emanuele 2 Abidesi’ne ulaşabilirsiniz.

PIAZZA VENEZIA’DAN CAPİTOLİNİ TEPESİ VE MÜZESİ VE KOLEZYUM’A …..
Vittorio Emanuele Abidesi’ni gezerken ve üst kattaki balkonlarına çıktığınızda sırtınızı Via Del Corso tarafına verip aksi yöne doğru baktığınızda zaten Kolezyum , Roman Forum ve Palatino tepesi bütün görkemi ile görüş menzilinize girecek. Piazza Venezia‘dan Kolezyum’a doğru yürümeniz yaklaşık 10 dakikanızı alır isterseniz Kolezyum’a gitmeden önce yol üzerinde bulunan Capitolini tepesine çıkabilir ayrıca Capitolini müzesini de ziyaret edebilirsiniz.

KOLEZYUM’ DAN SANTA MARIA MAGGIORE…
Koezyum’dan çıktıktan sonra yolun karşı tarafına geçiyoruz ve Piazza Venezia yönünde yürüyüp 100 metre kadar sonra sağ taraftan Via Cavour caddesine sapıyoruz.15,20 dakikalık yürüyüşü takiben Muhteşem ve son derece görkemli bir yapı olan Basilica Di Santa Maria Maggiore’ye varıyoruz.Santa Maria Maggiore ‘den çıktıktan sonra ise geldiğimiz yönde devam ettiğimiz zaman bu yorucu fakat keyifli yürüyüşümüze başlamış olduğumuz merkez tren istasyonu Termini’ya varıyoruz.

VATİKAN..
*’’Roma ‘ya geldik Vatikan’ı görmeden mi döneceğiz?’’ dediğinizi duyuyor gibiyim. Haklısınız Roma’ya gelip Vatikan’ı görmemek olmaz ama bu yazmış olduğumuz program Roma ‘da sadece kısıtlı zamanı olan ve Roma’yı yürüyerek 6,7 saat içinde gezmek isteyenler için önerilen bir programdır.
Eğer Vaktiniz ve gücünüz kalır ise yada bu programdan bir bölümü çıkartırsanız Piazza Navona’dan yaklaşık 15 dakika süren bir yürüyüş ile hem Castel Sant’Angelo hem de Vatikan’ı da görebilirsiniz. Ayrıca Termini tren istasyonundan A Metro hattı ile Ottaviano ‘San Pietro’ yada Cipro ‘Musie Vaticani’ duraklarında inerek 10 dakikalık bir yürüyüş ile Vatikan’a ulaşabilirsiniz.

Lufthansa Airbus A 380

Geçen ay Lufthansa yetkilileri bizleri Frankfurt’ta ağırladılar. Bu gezide hem kendi bünyelerinde bulunmakta olan Airbus A 380 uçaklarını hem de Frankfurt Havalimanını bizlere tanıttılar. Bu gezi sırasında ilginizi çekebileceğini düşündüğüm bazı notlar aldım, umarım işinize yarar.

AIRBUS A 380 KOLTUK UZUNLUK VE GENİŞLİK DETAYLARI.

  • First Class; koltuk uzunluğu 81 cm, koltuk genişliği 31cm, 8 açık süit,180 derece yatan koltuklar.
  • Business Class; koltuk uzunluğu 64 cm, koltuk genişliği 20 cm ,78 adet 180 derece yatan koltuk.
  • Premium Economy Class; koltuk uzunluğu 38 cm, koltuk genişliği 19 cm, 52 adet normalden daha fazla yatan koltuk.
  • Economy Class; koltuk uzunluğu 31 cm, koltuk genişliği 18,2 cm, 371 adet standart koltuk.

Toplam yolcu sayısı; 509 kişi.

AIRBUS A 380’DE KAÇ FARKLI YOLCU SINIFI BULUNMAKTA?

Ucakta 4 farklı sınıf bulunmaktadır; First, Business, Premium Economy, Economy Class.

AIRBUS A 380 KAÇ KATLI VE YOLCU SINIFLARI NE ŞEKİLDE DÜZENLENMİŞ?

Airbus 380 2 katlı olup alt kat ön tarafta; Premium Economy ve arkasında Economy Class bulunmakta, üst katta ise First Class ile Business Class ve 28 kişilik daha Economy Class mevcuttur.

AIRBUS A 380’DE SINIFLARA GÖRE KOLTUK DÜZENLERİ NE ŞEKİLDE?

First class kotuk düzeni; 1-2-1

Business Class koltuk düzeni; 2-2-2

Premium Economy koltuk düzeni; 2-4-2

Economy Class koltuk düzeni; 3-4-3

AIRBUS A 380 EBATLARI.

Uzunluk; 73m

Kanat açıklığı; 80m

Yükseklik; 24m

Ağırlık; 500 ton.

LUFTHANSA’NIN  AIRBUS A 380’LERİ İLE İLGİLİ KISA BİLGİLER.

  • Lufthansa Havayollarının su anda mevcut toplam 14 adet A380 Uçağı bulunmaktadır.
  • A 380’ler için Frankfurt havalimanına özel 3 adet hangar yaptırılmış ve uçağın küçük bakımları burada yapılmaktadır.
  • Uçakların ana bakımları Manila veya Beijing de yapılıyor.
  • Lufthansa Frankfurt tan toplam 11 Şehre A380 ile uçuyor. Bu şehirler; New York, Miami, Los Angeles, Houston, Singapur, Delhi, Pekin, Hong Kong, San Francisco, Seul, Şangay
  • Çin, Japonya, Hindistan’a olan uçuşlarda ayrıca uçulan ülkenin yerel yemeği de sunulmaktadır.

LUFTHANSA A 380’İN YEMEK SERVİSİ İLE ALAKALI KISA KISA.

  • Servis uçuşunun uzunluğuna ve gidilecek yere göre değişiklik gösteriyor.
  • Başlangıçta kokteyl ardından 3 çeşit yemek ve sonra ikinci bir yemek servisi yapılmaktadır.
  • Kalkıştan hemen sonra kokteyl servisi – çerez ile – yapılmaktadır.
  • Ana yemekte 2 çeşit sıcak yemek seçimi mevcuttur.
  • Ana yemek sıcak yemek ile beraber salata ve tatlı ile servis ediliyor.
  • Yemeklerden sonra çay ve kahve servisi var.
  • Yapılan yolculuğun süresine bağlı olarak bazı uçuşlarda ikinci kez yemek yada çerez ikramı da yapılmaktadır.
  • Economy Class harici tüm sınıflarda seramik tabak ile servis yapılmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

FRANKFURT HAVALİMANI DAHİLİNDE LUFTHANSA LOUNGE HİZMETLERİ.

Lufthansa Frankfurt havalimanı dâhilinde yolcularına 4 farklı Lounge imkânı sunuyor.

  • Lufthansa First Class Lounge;First Class Lounge kullanma hakkına sahip tüm Lufthansa yolcuları, tüm pasaport kontrol işlemlerini özel bir bölümde yaptııp, biniş kartlarını alıp özel VIP araç ile uçaklara transfer edilmektedirler.
  • Lufthansa Senator Lounge.
  • Lufthansa Business Lounge
  • Lufthansa Welcome Lounge.

KÜÇÜK NOTLAR VE AKLIMIZDA KALAN KIRINTILAR.

  • Amerika uçuşları Terminal 1 de A kapısından yapılmaktadır.
  • Airbus 380 uçuşlarının biniş işlemleri 2 farklı kattan aynı anda yapılmaktadır.
  • Airbus 380 Pilotları her 6 ayda bir imtihana girip lisanslarını yenilemek zorundalar.
  • Economy Class yolcuları, koltuk araları geniş olduğu acil çıkışları tercih ediyorlar fakat 75.acil çıkış sırasının hemen yanında tuvaletler mevcut. Uçuş sırasında devamlı insan hareketi o koltukta oturan yolculara rahatsızlık verebilir.
  • Economy Class 95. Sıra koltuk olarak tercih edilebilir.
  • Premium Economy sınıfında uçan yolcular Frankfurt havalimanında eğer arzu ederler ise Lufthansa bilet ofisine 25 Euro ödeme yaparak Business Class Lounge’a giriş bileti alabilirler

Bosfor Ekspresi İle Sofya’ya

TCDD’ nin Bosfor Ekspresi ile Sofya seferi yapmaya başladığı günden beri bu seyahati planlıyordum. Seferin Sofya’ya olması işin tuzu biberi oldu, bu seyahatin esas gayesi Sofya değil tren ile yurtdışına gidilecek olunmasıydı, tren başka bir noktaya gidiyor olsa da benim kabulümdü lakin seyahat etmeyi planlamakta olduğum Sofya’ya gidiyor olması bir taş ile iki kuş vurmamı sağladı. Bu yazımın konusunu; hem Bosfor Ekspresi hem de Bulgaristan’ın başkenti Sofya oluşturacak.

BOSFOR EKSPRESİ NEREYE GİDER?

Bosfor Ekspresi an itibari ile İstanbul ( Halkalı ) – Sofya seferlerini gerçekleştirmekte olup yapmakta olduğu ya da yapamamakta olduğu reklamlarından edindiğim bilgiye dayanarak 2 Haziran 2017 itibari ile bu seferini Belgrad ve Bükreş’e kadar devam ettirecektir.

BOSFOR EKSPRESİ İLE SOFYA SEFERİNİN NE GİBİ AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI VAR?

Aşağıda sıralamış olduğum avantaj ve dezavantajların detaylarını yazımın içinde bulabileceksiniz.

Önce avantajları;

  • Gidiş / Dönüş yolculuğunuzu uçak bileti fiyatından çok daha ucuza yapabilirsiniz.
  • Yataklı vagon ile çok fazla yol yorgunluğu yaşamadan yolculuk yapabilirsiniz.
  • Sofya’da belki de hiç konaklama yapmadan, sadece yataklı tren ile sabah Sofya’ya inip 08.30, akşam aynı trenin Sofya – İstanbul seferi ile Türkiye’ye geri dönebilirsiniz 21.00.
  • Gidiş ve dönüş yolculuklarınız yataklı vagon ile olacağından otel masrafından kurtulabilirsiniz.

Şimdi de dezavantajları;

  • Gümrük ve pasaport işlemleri için tam uykunuzun en can alıcı yerinde 1,5 saat kadar ayakta kalmak en büyük dezavantaj, 02.00 gibi Kapıkule’de olunuyor.
  • Tren dâhilinde restoranın olmamasını geçin, Halkalı istasyonunda dahi herhangi bir büfe vs. bulunmaması.
  • Halkalı tren istasyonuna ulaşmanın zorluğu.

BOSFOR EKSPRESİ İÇİN BİLETİ NEREDEN ALABİLİRSİNİZ?

Ne yazık ki bu eksprese online bilet  satışı yok, Sirkeci Garı Uluslararası Bilet Gişesinden biletinizi alabilirsiniz lakin karşınıza konuya çok hakim insanlar çıkmayacak, bu duruma da hazırlıklı olun. Bilet gişeleri Sirkeci Tren Garı’na girdiğinizde hemen sol tarafta.

BOSFOR EKSPRESİ BİLET ÜCRETİ NE KADAR?

Yataklı vagon için kişi başı ücret (Eğer iki kişi seyahat ediyorsanız) ; 146,40 TL bilet,118,80 TL’ de yatak ücreti, yani toplamda iki kişilik odada kişi başı 265,20 TL. Eğer tek başınıza seyahat edecekseniz tüm oda ücretini ödemeniz gerekecektir.

BOSFOR EKSPRESİ KALKIŞ  VE VARIŞ SAATLERİ NEDİR?

Bosfor Ekspresi’nin İstanbul ‘dan ( Halkalı ) kalkış saati; 22.40, Sofya’dan ise 21.00. Bu seferler her gün karşılıklı olarak yapılmaktadır. Sofya’da 09.00 gibi, İstanbul’da ise 07.00 gibi olunuyor.

PEKİ, HALKALI’YA NASIL ULAŞACAKSINIZ?

TCDD’nin Sirkeci Garın yan tarafından ( Denize bakan taraf ) saat 21.30 ‘da kalkan servisi var. İstanbul trafiğinin durumu malum lakin servis Halkalı ’ya ulaşmadan tren kalkmıyor ve İstanbul’a dönüşte de aynı servis sizi Sirkeci Garı’na kadar ücretsiz olarak götürüyor.

BOSFOR EKSPRES’İ YATAKLI VAGONUNDA NELER VAR ?

Ranza, minibar, askı, lavabo, ayna, priz, terlik, yüz havlusu, küçük sürme masa. Oturmak için kullanılan koltuk yatarken ranza oluyor. Odalar oldukça küçük lakin keyifli, fakat çok büyük valiziniz olması durumunda hareket etmek oldukça zorlaşacaktır. Yetkililer trene binişinizden hemen sonra gelip yataklarınızı hazırlıyorlar. Temizlik konusunda sıkıntı yok. Odalarda WC yok, ortak kullanım alanında var. Sigara içilmiyor.

 

 

 

 

 

SINIR, GÜMRÜK, PASAPORT İŞLEMLERİNDE SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?

Saat 02.00 gibi Kapıkule sınır kapısına varılıyor. Kapıkule’de trenden inip alt geçitten geçerek karşı peronda bulunan gümrük kısmına geçip, pasaport işleminizi yaptırıp trene geri dönmeniz gerekiyor, sonra trene gümrük polisi gelip arama yapıyor. Yolcu ne kadar fazla ise işlemler de o kadar uzun sürecektir. Yurtdışı çıkış pulunuzu oradan alabiliyorsunuz lakin kesinlikle önceden almış olmanızı tavsiye ediyorum.

Kapıkule sınır kapısında işlemler bittikten yaklaşık 15 dakika sonra Bulgar sınır kapısına varılıyor. Burada trenden inmenize gerek yok, gümrük yetkilileri ve polis trene geliyor, bazı sorular sorup arama yapıp ardından da  pasaport kontrollerini yapıyorlar. Herhangi bir sıkıntı çıkmaz ise buradaki işlemler bittikten sonra yolunuza devam ediyorsunuz.

Benim bulunduğum trenlerde işlemler hem gidiş hem gelişte yaklaşık 1,5 – 2 saat kadar sürdü, trendeki yolcu sayısı her iki sefer içinde 20 civarı idi, yolcu sayısı arttığında bekleme süresi mutlaka artacaktır.

BOSFOR EKSPRESİ DAHİLİNDE YEME İÇME İMKANLARI NELERDİR?

Ne yazık ki Bosfor Ekspresi vagonları arasında yemek vagonu bulunmuyor bu nedenle trene tedarikli binmeniz lazım. Bosfor Ekspresi’ni geçin Halkalı tren istasyonunda bile herhangi bir büfe vb. yok, bu nedenle tüm alışverişinizi Sirkeci’de servise binmeden önce tamamlamış olmanızı tavsiye ederim.

DÖNÜŞ İÇİN SOFYA’DA BOSFOR EKSPRESİ’NE HANGİ PERONDAN BİNECEKSİNİZ?

Sofya – İstanbul seferini yapan Bosfor Ekspresi 1 Numaralı perondan kalkıyor. Tren garına girdiğinizde 1 Nolu peronu gösteren merdivenden yukarı çıkmanız sizi trene ulaştıracaktır.

SOFYA’YA VARDIKTAN SONRA NASIL BİR ROTA İZLENMELİ?

Sofya tren istasyonu şehir merkezine çok yakın, şehir merkezine ulaşmak için Metro kullanılabilir ancak yürüyerek de 15, 20 dakika gibi bir sürede merkeze ulaşabilirsiniz. Sofya küçük bir şehir olduğundan dolayı yürüyerek her yere ulaşmanız mümkün. Terminalden çıktıktan sonra sırtınızı terminale verip sol tarafa doğru yürümeniz ve köşede bulunan Ramada otelinin bulunduğu caddeden düz aşağıya doğru devam etmeniz sizi şehir merkezine kadar ulaştıracaktır.

SOFYA HAKKINDA KISA BİLGİLER.

  • Para birimi Leva, 1 Euro yaklaşık 2 Leva.
  • Tarih boyunca Sofya; Sardi, Serdika gibi isimler ile de anılmış.
  • Serbest dolaşım ile beraber ülkedeki genç nüfusun büyük bölümü diğer Avrupa ülkelerine gitmiş durumda.
  • Bulgaristan, Avrupa’da nüfusu en hızlı azalan ülke.
  • Sofya, Bulgaristan’ın başkenti ve Sofya’da yaklaşık 1,3 milyon insan yaşıyor.
  • Ülke nüfusunun % 10 kadarını Türkler oluşturuyor.
  • Hem ucuz oluşu hem de Türkiye’ye yakınlığı ile cazip bir destinasyon.
  • Toplu taşıma sabah 05.00’dan 24.00’a kadar var ve bilet fiyatları 1 Leva.
  • Havalimanından şehre 84 ve 284 numaralı otobüsler ile ulaşılmaktadır.
  • Şehir oldukça küçük, bu nedenle her yer yürüme mesafesinde.
  • Şehrin pek çok yerinde Osmanlı izlerine rastlamak mümkün.
  • Sovyet döneminin izleri şehrin her yerinde karşınıza çıkıyor.
  • Sofya parklarla dolu.
  • Bulgar yemekleri oldukça lezzetli.
  • Bulgaristan Türklere vize uyguluyor bu nedenle pasaportunuzda Schengen ya da Bulgar vizeniz mutlaka olmalı.

SOFYA’DA NERELERİ GÖRMELİSİNİZ?

Benim yaptığım gezi tek günlük olduğu için kendime tek gün içinde bitirebileceğim bir yürüyüş rotası hazırladım ve herhangi bir araç kullanmadım. Şimdi size bu rotadan ve bu parkur üzerinde ziyaret ettiğim cazibe noktalarından söz edeceğim.

GEZEBİLDİĞİM YERLER NERELER?

  • Banyabaşı Camii / 1566 yılında Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir.
  • Sveta Petka Kilisesi / 11.YY’da yapılmış olan küçük bir Ortodoks kilisesi.
  • Saint George Kilisesi / Sofya’nın en eski yapısı olup 4.YY’ da yapılmıştır.
  • Tsar Liberator Heykeli / Bulgarları Osmanlı egemenliğinden kurtaran Rus imparatoru 2.Alexander onuruna dikilmiştir.
  • Alexander Nevsky Katedrali / Sofya’da hatta Bulgaristan’da göreceğiniz en görkemli yapı.
  • Borisova Gradina Parkı / Yeşile doyacağınız huzur dolu bir park.
  • Ulusal Kültür Sarayı / Avrupa’nın en büyük kongre merkezlerinden bir olan Ulusal Kültür Sarayı’nda ayrıca her yıl yapılmakta olan Sofya Film Festivali de düzenlenmektedir.
  • Vitosha Caddesi / Sofya’nın Bağdat Caddesi ya da İstiklali.
  • Sveti Sedmochislenitsi Kilisesi (Kara Camii)/ Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş olan Kara Camii daha sonra kiliseye çevrilmiştir.

DAHA ÇOK VAKTİM OLSAYDI BAŞKA NERELERİ GEZERDİM?

  • Sofya Arkeoloji Müzesi / Aslı Sofya Büyük Camii olan bina 1892 yılından bu yana Sofya Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermektedir.
  • Ulusal Sanat Galerisi / Bulgaristan sanat ve kültür tarihi hakkında fikir edinmenizi sağlayacak olan galeriyi görkemli binasında ziyaret edebilirsiniz.
  • Sofya Hayvanat Bahçesi / zoosofia.com adresinden daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

SOFYA’DAN YEME,İÇME İPUÇLARI.

Bulgar yemekleri damak tadımıza çok uygun ve Bulgar mutfağı Türk mutfağı ile çok benzer. Bulgar mutfağından öne çıkan ve tatmanızı önereceğim yemekleri aşağıda bulabilirsiniz. Ayrıca Bulgaristan topraklarında canınız Türk yemeği çeker ise Banyabaşı Camii karşı sırasında bulunan Köfteci, hem köftesi hem de çeşit çeşit Türk yemekleri ile gurbette Türkiye hasretinizin dinmesine kesinlikle yardımcı olacaktır.

  • Tarator Çorbası.
  • Bulgar Kebabı.
  • Tikvenik Böreği.
  • Funiyki Tatlısı.
  • Kaşkaval Peyniri.
  • Rakija ( Bulgar Rakısı)

Ljubljana ve Çevresi Gezi Rehberi

 LJUBLJANA.

Ljubljana seyahatimi planlamaya başladığımda bu küçük ülke hakkında bazı fikirlerim vardı, seyahat hakkında rota çizerken bilgim daha da arttı lakin vardığımda, beklediğimin çok üstünde standartlara ve muhteşem bir doğaya sahip bu derece – her bir yanı – yeşil bir ülke ile karşılaşacağımı kesinlikle hayal etmiyordum.Slovenya seyahatim boyunca izlemiş olduğum rota, gittiğim yerler, toplu taşıma, araba kiralama, yeme/ içme, fiyatlar vb. kısa bilgiler yazımın konusu olacak.

LJUBLJANA’YA NASIL GİDİLİR?

THY’nın Adria Havayolları ile ortaklaşa gerçekleştirmekte olduğu seferler ile Ljubljana’ya uçabilirsiniz. Her gün karşılıklı olarak iki sefer yapılmakta olup uçuş yaklaşık 2 saat 15 dakika sürmektedir.

LJUBLJANA HAVALİMANINDAN ŞEHİR MERKEZİNE NASIL GİDİLİR?

Ljubljana JozePucnic Havaalanı oldukça küçük, şehir merkezine uzaklığı 26 km, pasaport kontrolünden çıktıktan sonra kendinizi anında dışarıda buluyorsunuz. Şehir merkezine ulaşmanın en kolay yolu 28 Nolu otobüs. Havalimanı çıkışında otobüsün kalktığı yeri kolaylıkla bulabilirsiniz, her saat başı kalkan otobüs sizi şehir merkezinde bulunan otobüs terminaline götürüyor, yolculuk 40-45 dakika arası zaman alıyor. Otobüs terminali ve merkez tren istasyonu aynı yerde ve buradan şehrin cazibe noktalarına ulaşmak oldukça kolay.Hafta sonları ve resmi tatil günlerinde ise otobüs seferleri çok daha seyrek yapılıyor bunu göz önünde bulundurmanızda fayda var.Otobüs seferleri hakkında daha detaylı bilgiye http://www.ljubljana.info/airport/bus/ ‘den ulaşabilirsiniz.

Ayrıca özel transfer yada Shuttle almak isterseniz, www.goopti.com adresinden faydalanabilirsiniz.Ben kullandım ve kesinlikle çok memnun kaldım.Goopti ile Ljubljana Havalimanından İtalya, Avusturya, Almanya şehirlerine dahi transfer alabilirsiniz.Fiyatlar oldukça uygun ve servis gayet kaliteli.Göz atmanızı tavsiye ederim.Pişman olmazsınız, tecrübe ile sabit.

ŞEHİRLERARASI ULAŞIM NASIL?

Bu güzel ve küçük ülkede sadece şehir merkezlerini gezerseniz bence Slovenya’yı gezmiş olmazsınız. Kesinlikle göller, dağlar vb doğal güzelliklerin peşine de takılmalısınız bu nedenledir ki şehirlerarası ulaşım araçları size bu konuda tam bir yardım sağlayamayabilir.Slovenya şehirlerarası ulaşımda bir İtalya yada Almanya değil o nedenle eğer ülkeyi kapsamlı gezmek istiyorsanız ve dağ,tepe, göller de ilgi alnınız içinde ise araba kiralamanızı tavsiye ediyorum. Zaten sadece Ljubljana‘yı gezmeyi tasarlıyorsanız bir ucundan bir ucu 1,5 saat yani herhangi bir araç gereksiz.Yazımın üst kısmında da belirtmiş olduğum gibi Ljubljana merkez tren istasyonu şehrin göbeğinde sayılır, linkten tren seferleri ve fiyatları hakkında detaylı fikir alabilirsiniz. http://www.slo-zeleznice.si/en/

OTEL ÖNERİSİ.

Ljubljana küçük bir şehir olduğu için konaklayacağınız hiçbir noktanın gezmeniz gereken cazibe merkezlerine ulaşım açısından çokta sıkıntı yaratacağını sanmıyorum. Biz hem nehir kenarına çok yakın hem de otobüs, tren terminaline yürüyerek 6,7 dakika mesafedeki  Hotel Park Urban &Green‘de konakladık, otel hakkında detaylı bilgiye linkten ulaşabilirsiniz http://www.hotelpark.si/. Bizim adımıza bir sıkıntı olmadı, ödediğimiz para ile aldığımız hizmet örtüşüyordu ve kahvaltı gayet iyiydi. Otel, turizm acentelerinin yoğun olarak gruplarını yatırdığı bir yer olduğundan dolayı sürekli bir giriş / çıkış hali var bu nedenle çok üst katlarda bir odada kalırsanız asansörü yakalama şansınız çok az oluyor, tavsiyem alt katlardan bir oda talep etmeniz şeklinde.Biz 10.katta kaldık ve bu sıkıntıyı yaşadık, ya asansör gelmedi ya da gelen asansörler hep valiz doluydu, bu nedenledir ki eğer alt katlarda kalırsanız merdivenleri kullanabilir ve bu sıkıntıyı yaşamazsınız.

LJUBLJANA HAKKINDA KISA BİLGİLER?

Ljubljana birçok Avrupa kenti gibi bir nehrin iki yanına kurulmuş bir şehir.Eski Yugoslavya’nın bir parçası olmasına rağmen daha çok Orta Avrupalı havası var.Şehrin her yanı yeşillikler ile dolu. Ljubljana’nın bir ucundan bir ucuna 1,5 -2 saat gibi bir sürede yürüyebilirsiniz. Nehir boyunca kafeler, restoranlar var.Buralarda mutlaka oturup şehrin keyfini çıkarmanız lazım.Fiyatlar diğer Avrupa kentlerine göre çok daha ucuz, örnek vermek gerekir ise 2,5-4 Euro arası Bira , 3 Euro civarı kahve içebilir ; 10 Euro civarı gerçekten kaliteli bir hamburger, gene 10 Euro civarına Fish& cips yiyebilirsiniz.Kıyas yapmanız adına Mc.Donalds’da chicken burger menü 4,5 Euro.Turistlerin Ljubljana’da ortalama konaklaması;1,6 gün.

LJUBLJANA’DA NERELERİ GÖRMELİSİNİZ?

  • LjubljanskiGrad / Ljubljana Kalesi

Ljubljana kalesi için şehirdeki turizm ofisi ve yanındaki semt pazarının tam karşısında bulunan dar sokaktan 15 dakika kadar tırmanmanız gerekiyor. Yolun tam ortasında iki tabela ile iki yön alternatifi göreceksiniz, biz düz devam etmeyi tercih ettik, sola yol gösteren tabeladan devam ederseniz daha düzgün merdivenleri olan bir yol ile kaleye ulaşabilirsiniz, her iki yol da dik ve zorlayıcı lakin yukarıdan alacağınız manzaraya değer. Bunlara katlanamam derseniz Finüküler alternatifi de mevcut ücreti ise gidiş / dönüş 4 Euro. Kale’nin giriş ise 7,5 Euro.

Kalenin etrafı yemyeşil bir ormanlık alan, ormanlık alanı da mutlaka ziyaret edin ve o muhteşem yeşillikler arasında gezin, yeşile doyacaksınız.

  • Presernov Meydanı /

Bu meydanda Slovenya’nın en önemli şairi olan ’ France Preseren’in’ heykeli bulunmaktadır. Ayrıca Fransiskan kilisesi / FranciskanskaCerkevMarijinegaOznanjanja meydanın diğer  tarafında tüm heybetiyle durmakta olup kilisenin tam karşısında ise meşhur Triple Bridge (Tromostovje)yer almaktadır.

  • ZmajskiMost / Ejderha Köprüsü

Ljubljanica nehri üzerinde bulunan bu tarihi köprü, Ljubljana ile ilgili fotoğrafların yüzde 70’inde görebileceğiniz en popüler noktalardan biridir.

  • Ljubljana Azizi Nicholas Katedrali / St.NicholasCathedral ( Ljubljana Cathedral)

300 yıldan daha eski olan katedral şehir merkezinde bulunmaktadır.

  • Tivoli Park / Tivoli Parkı

Her tarafı yemyeşil olan Slovenya’nın Ljubljana’da bulunan enfes yeşil alanlarından biri.

  • Açık Pazar /

Şehir merkezinde bulunmaktadır.

  • Açık Mutfak /

Cuma günleri şehir merkezinde Butcher’s Bridge ile Aziz Nicholas Katedrali arasındaki bölgede kurulan açık mutfakta Sloven mutfağı hakkında fikir edinebilir yöresel tatlar deneyebilirsiniz.

LJUBLJANA ŞEHİR VERGİSİ NE KADAR?

Ljubljana’da yapmış olduğumuz konaklama için gecelik kişi başı 1,25 Euro şehir vergisi ödedik.

 SLOVENYA’NIN GÜNEYİ.

Sizlere yazımın bu kısmında Slovenya’nın güneyinde gezmiş olduğum Koper, Fiesa, Piran ve Portoroz hakkında kısa bilgiler vermeye gayret edeceğim. Koper ile başlayalım.

 KOPER.

Ljubljana’dan Koper yaklaşık 110 Km uzaklıkta. Koper’e otobüs ile gidebilirsiniz lakin bu otobüs yolculuğu biraz zaman alıyor ve aktarmalı, bu nedenledir ki biz Rent a car yapmayı tercih ettik.Otobüs yolculuğu alternatifleri için; www.flixbus.de yada www.goeuro.com gibi sitelerden faydalanabilirsiniz, tren seferleri için de yukarıda da belirttiğim gibihttp://www.slo-zeleznice.si linkini kullanabilirsiniz. Slovenya’da yollar oldukça düzgün ve pek fazla trafik yok. Slovenya’nın her yerinde olduğu gibi Ljubljana- Koper arası yolculuğunuz sırasında da yeşile doyacaksınız.

Koper, İtalyan nüfusun yoğun olduğu bir şehir. İtalyan hükümeti ile yapılmış olan özel bir anlaşma var, bu bölgede ’’Koper, Piran ve Portoroz’da’’ tüm tabelalar iki dilde ve tüm resmi dairelerde hem Sloven hem İtalyan bayrakları asılıyor.Aynı durum İtalya’da Triesete’de de geçerli, zaten Slovenlere göre Trieste bir İtalyan değil bir Sloven şehri. Koper Slovenya’nın deniz ile bağlantısı olan en önemli limanı, Slovenya’da toplam Adriyatik kıyı şeridi 40 km ve ülkenin başka bir kıyı şeridi yok. Arabanızı Koper limanı yakınındaki ücretli otoparklara bırakabilirsiniz. Şehir çok küçük ve yürüyerek rahatlıkla gezilebilir.Şehri gezdikten sonra liman bölümündeki kafelerde Adriyatik manzarası eşliğinde kahvenizi yudumlayabilir yada bir şeyler atıştırarak şehrin keyfini çıkarabilirsiniz.

KOPER’DE NERELERİ GÖRMELİSİNİZ?

  • Koper Limanı /

Kruvazyer gemilerinin hareket ettiği liman ve marina burada bulunmaktadır. Toplu taşıma kullanıyorsanız Piran’a gidebileceğiniz otobüslerde buradan kalkmaktadır.

  • Tito Meydanı /

Eski şehirde bulunmakta olan Tito Meydanı adını Yugoslavya’nın kurucusu olan JosipBrozTito’dan almıştır.

  • StolnicaMarijinegaVnebovzetja ( Assumption Katedrali) /

Gotik ve Rönesans mimarisi özelliklerini taşıyan katedral, eski şehrin ana merkezi olan Tito Meydanında bulunmaktadır.

  • Çan Kulesi /

Tito Meydanında Assumption Katedrali yan tarafında bulunmaktadır.

  • Snack Bar /

Strska cesta 67 Koper adresinde bulunan Snack Bar isimli mekanın hamburger ve biralarını deneyimlemenizi de şiddetle tavsiye ediyorum.

 PIRAN.

Koper’den Piran 20 dakika kadar sürüyor. Yazımın Koper kısmında da belirtmiş olduğum gibi Koper Limanından Piran’a otobüs seferleri mevcut.Eğer bizim gibi yola araba ile devam ediyorsanız direk Fiesa’ya gidip arabanızı Fiesa kıyısında karavan parklarının bulunduğu bölümde ücretsiz olarak park edebilir ve oradan çok keyifli bir sahil rotası izleyerek Piran’a kadar deniz kıyısından yürüyebilirsiniz.Fiesa’da arabanızı ücretsiz olarak park edebileceğiniz alan Hotel Fiesa’nın tam üst kısmında kalıyor,bu noktayı rahatlıkla bulabilirsiniz.Piran’da araba park etmekte sıkıntı çekebileceğiniz için size bu alternatiften söz etmek istedim.

Piran dar sokakları, taş evleri, arnavut taşlı caddeleri ile ortaçağdan günümüze kadar korunabilmiş tipik bir Sloven kasabası diyeceğim ama dilim varmıyor çünkü tam bir İtalyan kasabası gibi. Piran’ın tek meydanının adı bile Giusebbe Tartini meydanı yani burada İtalyanlar ile Slovenler tamamı ile birbirlerine karışmışlar. Slovenya’nın İtalya sınır bölgelerine tam olarak Slovenya demek çok zor, Slovenler ile konuştuğumuzda ise Trieste İtalyan şehri değil Sloven şehri diyorlar, konu çok karışık ve fazla kurcalamamak lazım.Piran ve Koper için, buralar aynı İtalya dediğimde, Sloven arkadaşım çok sert tepki verdi ve ben de bir daha böyle bir tanımlamada bulunmadım yani konu çok hassas.

 PORTOROZ.

Piran’dan Portoroz araba ile 10 dakika sürüyor. Portoroz Slovence ’’Güller Limanı’’ anlamına geliyor. Burası topu topu 40 Km olan Sloven kıyı şeridinin en popüler ve şaşalı noktası. Casinoları, yüksek yıldızlı otelleri, ücretsiz plajları (Slovenya’da tüm kıyılar halka açık) ile cazip bir Adriyatik rivierası.

IZOLA.

Slovenya’nın bu kıyı şeridine gelmişken Izola Kasabasını görmeden dönmek olmaz.Zaten o da aynı hat üzerinde yani çok fazla yolunuzu, rotanızı değiştirmenize gerek yok.Izola da bu bölgenin tipik özelliklerini taşıyan bir sahil kasabası, ortaçağdan kalma bir görüntüsü var ve Piran’a oldukça benziyor. Kısa bir yürüyüş ve akabinde marinasında bir kahve, pasta vs. molası ile Izola’nın havasını teneffüs etmenizi kesinlikle tavsiye ederim.

LJUBLJANA’DAN BLED GÖLÜ, BOHİNJ GÖLÜ VE VOGEL KAYAK MERKEZİ.

BLED GÖLÜ VE ÇEVRESİ.

Yolculuğumuzun bu bölümünde de kiralamış olduğumuz araç ile yola devam ediyoruz. Ljubljana’dan Bled gölü 55 km, yaklaşık 45 dakika içinde Bled’e vardık ve göl kenarında bulduğumuz ücretli otoparka aracımızı bıraktık, dönüşte 5 saat için otoparka 4,5 Euro ücret ödedik.

Ljubljana’dan Bled’e tren yada otobüs ile de ulaşabilirsiniz. Tren ulaşımı için detaylı bilgiye yukarıda da söz etmiş olduğum www.slozeleznice.si adresinden ulaşabilirsiniz. Bu yolculuk ile alakalı kısa bilgi vermek gerekirse; Ljubljana merkez tren istasyonundan başlayacak olduğunuz Bled yolculuğunuzun süresi 1.27 dakika ile 1.55 dakika arası değişiklik gösteriyor. Jesenice tren istasyonunda aktarma yapıp Bled’e gidecek olan trene binmeniz lazım, Bled Gölü için inmeniz gereken durak Bled Jezero, Bled Jezero’dan Bled merkez yaklaşık 20 dakika yürüme mesafesinde.

Ljubljana’dan Bled’e otobüs ile ulaşmak için ise www.ap-ljubljana.si adresinden faydalanabilirsiniz.

Bled Gölü cennetten bir parça, masmavi göl ve etrafındaki son bulmayan yeşillikler ile kesinlikle sizi büyüleyecek olan bir yer.Slovenya’ya gelip sadece şehir gezmekle olmaz Bled gölü mutlaka görülmeli. Bled gölü ayrıca dünya üzerindeki en önemli olimpik  kürek parkurlarından birine de ev sahipliği yapıyor. Bled gölünün etrafında tam bir turu – yürüyerek- yaklaşık 1,5 – 2 saat kadar bir sürede yapabilirsiniz. Ayrıca Göl çevresini size gezdiren bir trende mevcut, bu tren ile ilgili bilgi ve Bled gölü ile alakalı aklınıza gelebilecek her soruya cevap bulabileceğiniz site ise www.bled.si olup bu web sayfasını incelemenizi öneririm.

BLED GÖLÜ ÇEVRESİNDE ÖNE ÇIKAN NOKTALAR.

  • BLED ADASI.

Bled gölü ile alakalı resimlerin % 90’ın da görmekte olduğunuz gölün ortasında bulunan görkemli, şato benzeri yapı Bled Adası üzerinde bulunan kilisedir. Göl kenarından Bled Adası’na Pletna ismi verilen kayıklar ile ulaşım sağlanıyor. Kale giriş ücreti 6 Euro.

  • BLED KALESİ.

Bled kalesine tırmanmadan önce aşağıdan kaleye iyice bakın, eğer gözünüz kestiriyorsa tırmanmaya başlayın aksi takdirde yarı yolda çok pişman olabilirsiniz. Kaleye giriş 10 Euro.

  • PARK CAFE’DE KREMA REZİNA.

Krema Rezina, Slovenya’nın her bölgesinde bulabileceğiniz özel bir tatlı lakin tatlı Bled ile özdeşleşmiş. Yorucu bir göl turundan sonra Park Cafe’nin seyir terasında kahvemiz ile birlikte Krema Rezina tatlılarımızı yedik, kafedeki canlı caz performansı ise muhteşem Bled manzarası ile beraber bizi bambaşka duygulara taşıdı, sizlere de Krema Rezinayı tatmanızı tavsiye ederim lakin mutlaka Park Cafe’de yemek gibi bir zorunluluğunuz yok tabii ki de.

BOHINJ GÖLÜ VE VOGEL KAYAK MERKEZİ.

 

Bohinj gölü turistlik literaturde Bled Gölü’nün gölgesinde kalmış durumda lakin en az Bled kadar övgüyü hak ediyor.Bled Gölü’ne 25-30 KM kadar bir mesafede olan Bohinj Gölü, Bled Gölü’nden çok daha bakir bir doğal ortama sahip.Bojing gölü etrafında yürüyüş yapabilir, ormanın ve gölün bol oksijenli havasını iliklerinize kadar hissedeblirsiniz.Bohinj gölü ve muhteşem doğal güzelliklerini 1535 Metreden izlemek için Füniküler ile Vogel Kayak Merkezi’ne çıkmanızı ve bu deneyimi yaşamanızı şiddetle tavsiye ederim, bu doğa harikasına bir nevi kartal yuvası olan Vogel’den bakmak şahane bir his. Finükuler Bohinj gölü ve Vogel’den her yarım saatte bir karşılıklı olarak hareket ediyor, ücreti çift yön 12 Euro. Yukarıya çıktığınızda muhteşem manzara eşliğinde bir şeyler yiyip, içebileceğiniz restoran ve kafe de mevcut.

Bohinj Gölü’ne ulaşım ile akalı ipucu vermek gerekir ise araba ile Bled’den Bohinj Gölü yaklaşık 20-25 dakika kadar sürüyor. Eğer Bled’e kadar toplu taşıma ile gelirseniz, Bled-Bohinj arasını da tren veyahut otobüs ile geçebilirsiniz.Tren için www.slozeleznice.com , otobüs seferleri için ise www.ap-ljubljana.si adresinden faydalanabilirsiniz.                                              

Berlin Maratonu ve Yurtdışında Maraton Koşmak

İlkokulda basketbol, ortaokulda kaleci olarak futbol oynadım. Lise yılları itibariyle kürek sporu yapmaya başlayıp kürek sporunda da milli takım seviyesine kadar ulaştım.

Kürek sporu oldukça ağır ve cefalıdır.. Ayrıca bir o kadar da emek ister. İnsanlar sıcacık yataklarında mışıl mışıl uyurken sabahın kör karanlığında başlayan ve saatlerce süren rutin deniz antrenmanları yapılır. Deniz kötü olduğu günlerde ise insanı canından bezdirecek ölümcül koşu ve ağırlık antrenmanları devreye girer. Hep ’’artık bu sporu bırakacağım’’ denir. Lakin idman sonrası tekneyi iskeleden karaya alırken teknenin içine dolmuş suyu kafaya bir kere yemiş ya da Kurbağalıdere’nin kokusuna bir kez alışmış olan adam kolay kolay bırakamaz bu sporu. Ben de sporu bıraktıktan sonra kendi kendime ’’Bir daha kesinlikle sabahın bu kadar kör saatlerinde uyanmayacağım ve asla koşuya çıkmayacağım’’ demiştim.

Evet, bu düşüncelerime uyduğum bir süre -5,6 yıl kadar- oldu. Bol bol yedim, içtim, gezdim, yattım, kalktım lakin bir süre sonra ufaktan da olsa bir kaşıntı başladı. Bodrum çalışma hayatım bitip de İstanbul’a döndüğüm senenin yaz başlangıcında koşu ayakkabılarımı ayağıma takmış ve kendimi Caddebostan sahilde koşuyor halde buldum. Önceleri bu koşular jogging olarak da tabir edilen tarzda iken daha sonra dozajları gitgide artmaya başladı.

Sürekli idman yapmak, her gün aynı yerlerde koşmak insanı bir süre sonra sıkıyor. Bu idmanlarınızın neticesini alabileceğiniz en güzel aktivite herkese açık koşu yarışları. En azından boşuna idman yapmamış, farklı bir atmosfer yaşamış, kendinizi ölçebilmiş, boynunuza anı madalyası da olsa bir madalya takabilmiş olursunuz. Eğer iyi dereceler yapıyorsanız tabii ki kürsüye de çıkabilirsiniz. Yarış öncesi, sırası, finiş, yarış sonrası fotolarınız olur ve bunlar da sizin koşu olayına daha sıkı sarılmanızı, motivasyonunuzu güncel tutmanızı sağlar.

Önce Avrasya Maratonu Ya Sonra?

Benim de yarış maceram Avrasya maratonu ile başladı. Daha sonra kendimi – yeni yarışlara nasıl katılırım? Nerede hangi yarış var? Nasıl giderim? Nasıl dönerim? –sorularının cevaplarını ararken buldum. Bu araştırmalarım sırasında ilk yardımcılarım yarış takvimi sitesi ve bir de elbette “Association of International Marathons and Distance Races” resmi sitesi aimsworldrunning.org olmuştu.

Sonucunda Türkiye ve Avrupa’da birçok kez maraton, yarı maraton, dağ maratonu, 15 km,10 Km yarışları koştum ve bu yarışlar vasıtası ile birçok yeni insan ile tanıştım. Görmediğim şehirleri, ülkeleri, kasabaları gördüm. En önemlisi, insanların bu yarışlara bakış açısı her ne kadar da -Kaç kişi vardı kaçıncı oldun?- sığlığında olsa bile, ben bu yarışları koşarak ve bitirerek yüksek manevi haz elde ettim. Zaten ‘’kaç kişi vardı kaçıncı oldun?’’ sorusunu soranların büyük çoğunluğunun yaptığı en büyük spor “TV ‘de maç izlemek”. Bırakın 42 Km‘yi koşmayı bunun ¼ ‘ünü yürümeyi beceremezler hatta hayal dahi edemezler!

Yurtdışında Maraton Koşmak – Hem Spor Yap Hem Seyahat Et!

Şimdi Berlin Maratonu ve Münih maratonu tecrübelerimi esas alarak, bu yarışlara nasıl kayıt olunur, nasıl gidilir, nasıl dönülür, maraton fuarı nedir, yarış günü, yarış sonrası vb. gibi bilgileri sizlerle paylaşmaya gayret edeceğim.

Yurtdışında Maraton koşmak için Nasıl Kayıt Yapılır, Nasıl Gidilir?

Artık yurtdışında bir yarış koşmayı kafaya koymuşsanız yapmanız gereken ilk işler

  1. Koşulması planlanan yarış seçilmelidir.
  2. Yarış seçimi yapılırken daha önce koşulmuş yahut koşulabilmesi muhtemel bir mesafe seçilmelidir. Eğer idman derecenizin yetmeyeceği bir mesafeyi koşma hayaline kapılırsanız, katılmış olduğunuz yarış size tam anlamıyla zulüm olacaktır.
  3. Aynı yarışa katılacak kişilerle irtibat kurmak mümkünse beraber antrenman yapmak. Tek başına yapılan antrenmanlar bir süre sonra yılgınlık ve bıkkınlık getirebilir.
  4. Benim için yarış seçimindeki en önemli kriter koşabileceğim mesafede bir yarışa katılmak olmuştur. Aksi halde yukarıda da belirttiğim gibi kendinizi gereksiz yere zorlarsınız ve yarış azaba döner ayrıca da spordan soğursunuz.

Berlin ve Münih Maratonları:

Ben kendime ilk maraton yarışı olarak Berlin Maratonu’nu seçmiş ve Berlin Maratonu’na gitmeden önce Türkiye içinde hatırı sayılır rakamda 10 Km yarışı, 4 tane yarı maraton, İsviçre’de de 1 adet yarı maraton koşmuştum. Artık kesinlikle maraton koşmak istiyordum.

Neden Berlin Maratonu?

  1. Dünyanın en önemli maratonlarından biri olması.
  2. Kesinlikle düz bir parkura sahip olması.
  3. Bir önceki yıl dünya rekoru kırılmış olması.
  4. Katıldığım yıl Türkiye‘den ciddi sayıda insanın Berlin maratonuna katılıyor olması.

Berlin Maratonu’na Nasıl Ve Ne Zaman Kayıt Olunur?

Bütün yarışların kendine ait bir internet sitesi var. Kayıt, ödeme gibi işlemler bu siteden yapılıyor.
Örnek vermek gerekirse;
Berlin maratonu için ; www.bmw-berlin-marathon.com/
Münih maratonu için ; www.muenchenmarathon.de/

Berlin maratonuna yaklaşık 11 ay öncesinden kayıt yaptırmıştım. Kayıt açıldıktan yaklaşık bir hafta kadar sonra da kontenjan dolmuş ve kayıtlar kapanmıştı. Düşünün yaklaşık 40.000 kişi koşuyor ve kayıtlar 1 haftada doluyor. Klavye başında kayıtların açılmasını beklemiştik resmen. Dünyanın en önemli spor organizasyonlarından bir tanesi olan Berlin Maratonu’nda maraton harici bir yarış (Yarı maraton,10 Km) koşmanız mümkün değil.

Münih maratonu kayıt aşaması ise Berlin‘e göre çok daha rahat. Aynı kategori maratonlar değiller. Son 1 ay kalana kadar kayıt yaptırma şansınız oluyor. Münih’te maraton harici yarı maraton ve 10 K yarışları koşabilme imkânı da mevcut. Sanırım yarışın daha çok katılımcı sayısına ulaşması için farklı mesafe alternatiflerini de kullanıyorlar. Berlin’de tabi ki de böyle bir kaygı yok.

Kayıt işlemleri sırasında form doldurulurken size çeşitli sorular soruluyor.

• Madalyanıza yazı yazdırmak. (Madalyanızın arkasına derecenizi işletiyorsunuz.)
• Anı T-Shirt’ü almak. (Finisher olduğunuzu göstermek hem de yarışın bir anısı olarak saklamak için.)
• Şimdiye kadar koştuğunuz en iyi derece. (Yarış sırasında kendi temponuzda ve hemen hemen sizinle aynı dereceleri yapacak bir topluluk ile koşmanızı sağlar ve ayrıca sizden daha hızlı koşan kişilerin yol bulmasına engel olmamanız adına çok önemlidir.)
Tabi ki madalya arkasına yazı yazdırmak, Finisher T-Shirt‘ü almak ekstra ödemeler gerektirir.
Bütün soruları cevaplayıp, tercihlerinizi tamamladıktan sonra ödeme sayfasına geçiyor ve ödemenizi yapıyorsunuz.

Başarılı bir şekilde ödemeyi yaptıktan sonra vermiş olduğunuz mail adresine onay mailiniz geliyor. Onay mailini aldıktan sonra yapmanız gereken aylarca yarışın hayalini kurarak idman yapmak, daha önce bu yarışı koşmuş kişilerden gerekli bilgiler öğrenmek ve bazılarından da şehir efsaneleri dinlemek.

Yarışa Kabul Edildikten Sonra Ne Yapmalıyım?

  1. Öncelikle yarışa yönelik bir idman programı edinilmeli.
  2. Mümkün ise profesyonel bir çalıştırıcı yada bir grup ile idman yapılmalı.
  3. Hemen en uygun fiyata uçak bileti alınmalı. Gidiş biletini yarıştan 2 gün önceye (Yarış günü yol yorgunluğu olmaması için)ve dönüşü de 2 gün sonraya (Yarış sonrası keyifli bir şekilde şehri gezebilmek için)almanızı öneririm.Ben Berlin Maratonuna giderken 2 gün önce gitmiş 2 gün sonra dönmüştüm. Bu program gayet iyi olmuştu. Münih maratonuna ilk gittiğimde Maratona 1 gün kala gitmiş hemen ertesi günü dönmüştüm. Bu nedenledir ki, yarış sırasında yol yorgunluğunu kesinlikle hissetmiş ayrıca çok iyi dinlenemeden de geri dönmek zorunda kalmıştım.
  4. Otel rezervasyonu yapılmalı. Otel rezervasyonu yapılırken çıkış ve varış noktalarına yakın, en azından yürüme mesafesinde bir otelde konaklama yapmak faydanıza olacaktır. Berlin‘de çıkış ve varış noktaları aynı, Münih de ise farklı yerlerdeydi. Bu detayların göz önünde bulundurulması konforunuz açısından fayda sağlayacaktır.

Maraton Fuarı Nedir?

Yarış kayıt işlemleriniz bittikten sonra size mail yolu ile ulaşmış olan onay belgeniz vasıtasıyla yarış malzemelerinizi bir çanta içinde alacağınız ayrıca çeşitli koşu malzemelerini satın alabileceğiniz, bir şeyler yiyip içilebileceğiniz, diğer katılımcılar ile bir araya gelebileceğiniz etkinlik alanı. Meşhur makarna partileri de genellikle bu fuar alanlarında yapılmaktadır.

Maraton Öncesi Alacağınız Malzemeler Nelerdir?

  1. Yarış çantası.( Genelde battal boy çöp torbası gibi oluyor)
  2. Göğüs numaranız.
  3. Derecenizi ölçmesi için ayakkabınıza bağlayacak olduğunuz çip. (Çip yok ise derece de yok, yarış sonrası teslim etmeyi unutmamanız lazım, finiş bölgesinde ellerinde kova ile çip toplayanlar oluyor. Teslim etmeyi unuttuğunuz taktirde kayıt sırasında ödeme yaptığınız kredi kartından çip bedelini tahsil ediyorlar.)
  4. Sponsor firmaların torba içine koyduğu eşantiyon malzemeleri ile farklı maratonlar için tanıtım broşürleri.
  5. Ayrıca çantanın (Poşetin)içinden göğüs numaranızın yazılı olduğu bir de sticker çıkıyor. Torbanızı yarış vestiyerine teslim ederken göğüs numaranız ile aynı olan bu stickerı torbanıza/çantanıza yapıştırıyorsunuz ki, yarış sonrası teslim almaya gittiğinizde göğüs numaranız ile torba üzerindeki numara birbirini tutsun.

Bir Yurt Dışı Maratonunda Yarış Günü ve Sonrası Nasıl Geçer?

Yarış günü eğer startınız olağan dışı bir saatte -öğlen ya da akşam- değil ise sabah erken saatte uyanmanız gerekli olacak. Yarış günü konakladığınız otel, maratona katılacaklara yönelik erken kahvaltı uygulaması yapacaktır. İşin açıkçası Berlin Maratonu sabahı 06:00 gibi kahvaltı için salona geçerken biraz çekinmiş hatta içimden “Bu saatte kim kahvaltıya inecek?” demiş fakat içeri girdiğimde salonunun çoktan dolmuş olduğunu ve müşterilerin çok büyük kısmının maraton katılımcısı olduğunu görmüştüm. Maraton uzun bir yarış olduğu için sabah mideyi yarış esnasında pek rahatsız etmeyecek bir şeyler atıştırmakta fayda var.

Yarış günü şehir içi ulaşım katılımcılara ücretsiz oluyor. Metro yada otobüslerde sizinle aynı yöne, aynı amaca doğru hareket eden yüzlerce insan ile beraber yol alıyor ve yarışın heyecanını iyiden iyiye hissetmeye başlıyorsunuz.

Yarış alanlarında göğüs numara aralıkları ile birbirinden ayrılmış çanta bırakma noktaları var. Kendi göğüs numaranızın aralığındaki vestiyeri bulup çantanızı yarış sonunda teslim almak üzere bırakıyorsunuz. Berlin’de sabit vestiyer alanları vardı. Münih’de ise çıkış ile varış farklı noktalarda olduğundan DHL kargo arabaları yarış başlar başlamaz çantaları alıp varış noktasına götürüyorlardı. Yarış sonunda teslim ettiğimiz araçtan çantalarımızı hiçbir sıkıntı olmadan geri almıştık.

Sistem o kadar düzenli ve tıkır tıkır işliyor ki inanın endişe etmeye hiç gerek yok. İnsan Avrasya maratonunda yapılan bagaj ve madalya verme organizasyonu ile kıyasladığı zaman ’’Bizde neden bu iş böyle olamıyor?” diyerek’ hayıflanıyor. Avrasya maratonu sırasında start yerinde çay, simit, muz satıcıları bile oluyor. Elini kolunu sallayan start ve finiş alanına girebiliyor.

Start alanında koşmanız muhtemel derece ve tempoya göre ayrılmış bölümler var. Tahmini koşu derecenize uygun start yerinde olmanız faydanıza olacaktır. Ayrıca tüm katılımcılar yarış başlamadan önce vücutlarını sıcak tutması için giymiş oldukları kıyafetlerini start almadan önce yol kenarına bırakıyorlar. Bu kıyafetler organizasyon tarafından toplanıp ihtiyaç sahiplerine gönderiliyor.

Sizden Hızlıların Start Alanında Yarışa Başlamanızın Ne Mahsuru Var?

  1. Uzun bir süre sürekli olarak sizden daha hızlı yarışçılar geriden gelip sizi geçer.
  2. Bu geçişler sizin moralinizi bozar.
  3. Arkadan gelen sizden hızlı koşuculara yol almaları konusunda engel olursunuz.

Yarış katılımcı sayıları yüksek olduğu için yavaş koşucu dahi olsanız yarışın hiçbir kısmında yalnız koşmuyorsunuz. Her pace (tempo) grubundan birçok yarışmacı olduğundan sürekli kalabalık gruplar ile koşuyorsunuz. Az katılımcılı maratonlarda 4,5 – 5 saat civarı derece yapacak bir tempo ile koşuyorsanız yarışın bir yerinden sonra büyük bir yalnızlık ile baş başa kalma ihtimaliniz çok yüksek. Benim tecrübe ettiğim Berlin ve Münih maratonlarında böyle bir durum olmadı çünkü yukarıda da belirttiğim gibi her tempodan çok sayıda koşucu vardı.

Maraton gerçekten çok zorlu bir yarış. Bir kısmını bacaklar koşarken bir yerden sonrasını beyin koşuyor lakin muhteşem yarış atmosferi içinde bir şekilde finişe ulaşılıyor.

Berlin Maratonu biterken son metrelere doğru tarihi Brandenburg kapısı altından geçip birçok yarışmacı ile beraber bitiş çizgisine doğru yol alıyorsunuz. Finiş alanına kurulmuş tribünlerde bulunan insanların coşkulu desteği altında bitiş çizgisini geçerken başarmış olmanın verdiği müthiş hazzı vücudunuzun her bir noktasında hissediyorsunuz. İşte o fantastik dakikalar çekilen bütün acılara değiyor.
Münih maratonu ise tarihi Münih Olimpiyat stadında bitiyor. Stada girdikten sonra pistte 300 m. kadar koşuyor ve bitiş çizgisine varıyorsunuz. Onun da hazzı tarif edilemez.

Bütün bunlardan sonra artık size madalyanızı alıp, finisher resminizi çektirip, çimlerin üzerine yayılmak ve sponsorlar tarafından dağıtılan buz gibi biranızı yudumlayarak başarmış olmanın keyfini sonuna kadar çıkartmak kalıyor. Yurtdışında maraton koşmak ayrı bir keyif!

Münih’ten Diğer Bavyera Şehirlerine

MÜNİH’ E YAKIN ŞEHİRLER NERELERİDİR?

Bu seyahatiniz için araba kiralama yoluna gidebileceğiniz gibi tren de çok iyi bir alternatif olabilir. Münih ve çevresine yapacağınız tren yolculukları için www.bahn.de adresinden detaylı bilgi edinebilirsiniz.

Münih’e yakın şehirlere bir göz atacak olursak;

  • Nürnberg
  • Fürth
  • Salzburg / Avusturya
  • Augsburg
  • Rosenheim
  • Erding
  • Ingolstadt

Münih’ten yukarıda isimleri geçen şehirlere tren ya da araç vasıtası ile kolaylıkla seyahat edebilirsiniz. Ben; Nürnberg, Fürth, Salzburg’a gittim. Şimdi bu geziler hakkında kısa bilgilerimi sizlerle paylaşmaya gayret edeceğim.

TREN BİLETİNİZİ NASIL TEMİN EDEBİLİRSİNİZ?

  • Münih merkez tren İstasyonu’ndan yani München Hauptbahnhof’tan bu şehirlere düzenli tren seferleri var.
  • Biletlerinizi gişelerden alabileceğiniz gibi Deutche Bahn ( DB ) makinalarından ve internet sitesinden de temin edebilirsiniz.
  • Deutche Bahn makinalarında Türkçe seçeneği mevcut.
  • Grup halinde seyahat ediyorsanız size günlük Bavyera biletini tavsiye ediyorum.

GÜNLÜK BAVYERA BİLETİ NEDİR?

Bu bilet tüm Bavyera bölgesinde 24 saat boyunca metro, tramvay ve şehirlerarası bölgesel trenlerde geçerlidir.1 ile 5 kişi arası sayıda iseniz tek bir bilet ile normal bilet fiyatlarından çok daha hesaplı bir şekilde Salzburg / Avusturya dahil tüm bölgede seyahat edebilirsiniz.

SALZBURG;

MÜNİH’TEN SALZBURG’A NASIL GİDİLİR?

Münih merkez tren istasyonundan Salzburg’a düzenli tren seferleri var. Seyahat yaklaşık olarak 1 saat 30 dakika kadar sürüyor. Salzburg merkez tren istasyonundan dışarı çıktığınızda karşınıza otobüs durakları gelecek, bu duraklardaki otobüsler yada 20 dakikalık bir yürüyüş ile Salzburg Old Town’a ulaşabilirsiniz.

SALZBURG’DA NERELERİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ?

  • Getreidegasse Caddesi / Salzburg old town bölgesindeki en meşhur caddesi.
  • Mozart’s Geburtshaus / Mozart’ın doğduğu ev.
  • Salzburg Katedrali ( Dom Zu Salzburg ) / Görkemli dini yapı.
  • Mozartplatz / Mozart heykelinin de bulunduğu meydan.
  • Residenzplatz / Salzburg Katedrali’nin de bulunduğu meydan.
  • Salzburg Müzesi / Mozartplatz’da bulunan müze. salzburmuseum.at
  • Peter’s Manastırı / Tarihi 969 yılına kadar uzanan manastır.
  • HohenSalzburg Kalesi /Avrupa’da bulunan en görkemli ortaçağ kalelerinden biri.

SALZBURG’DA NE YAPMADAN DÖNMEMELİSİNİZ ?

  • Salzach Nehri üzerinde bulunan Makartsreg köprüsüne kilit asmadan.
  • Dom Quartier önünden kalkan faytonlarla Salzburg’u gezmeden.
  • Schnitzel yemeden.
  • Avusturya birası içmeden.
  • Café Mozart’a uğramadan.
  • Salzburg Nockerl tatlısı yemeden.
  • Avusturya’nın geleneksel kahvesi Malange içmeden.

NURNBERG;

TREN İLE MÜNİH’TEN NURNBERG’E NASIL GİDİLİR?

Münih Nurnberg arası 1 saat 20 dakika kadar sürüyor. Avrupa’da tren biletleri gerçekten çok pahalı fakat bunu aşmanın yolu alınabilecek günlük Bavyera biletleri. Nurnberg oldukça küçük bir şehir ve trenden inilen yer oldukça merkezi. Tren garından çıktıktan sonra, tam karşıdaki caddeden yukarı doğru devam ettiğinizde, o yol sizi Nurnberg Kaiseburg kalesine kadar götürüyor. Göreceğiniz yerler genel olarak bu hat üzerinde ve bu nedenledir ki zorlanmadan, yürüyerek, rahat bir şekilde şehri gezebilirsiniz. Size engel olabilecek tel şey havanın çok soğuk olması olabilir.

NURNBERG’DE GEZİLECEK YERLER NERELERİDİR?

  • Kaiseburg Kalesi / Nürnberg eski şehir merkezinde yüksekçe bir tepede bulunan bu kale şehir manzarasının en iyi şekilde alınabileceği yegane noktadır.
  • Hauptmarkt Nurnberg / Şehrin en büyük meydanı ve alışveriş merkezidir.
  • Frauenkirche / Görkemli dini yapı.
  • Saint Lorenz Kilisesi / Mutlaka görülmesi gereken ve mimari açıdan son derece harika bir yapı.
  • Fountain of Virtue / St.Lorenz kilisesi hemen çıkışında bulunan görkemli çeşme.
  • Albrecht Dürer Evi / 1471 doğum, 1528 ölüm; ünlü Alman ressamın Nürnberg’de yaşadığı evi.

FURTH;

NURNBERG’DEN FURTH’E NASIL GİDİLİR?

Fürth artık Nürnberg’in bir semti gibi olmuş ve çok fazla cazip bir noktası yok ama vaktimiz var, orayı da görelim derseniz;

  • Nürnberg U Bahn hattı Fürth’e kadar uzanıyor.
  • Nürnberg Haupthbahnhof’dan U1 Bahn hattı ile Fürth’e kolayca ulaşabilirsiniz.
  • Nürnberg – Fürth arası 11 durak.
  • Fürth Haupthbahnhof ise inmeniz gereken durak.