Bir Tatlı Huzur Almaya Geldik Kalamış’tan
Münir Nurettin Selçuk, ‘’Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan’’ derken ne kadar da doğru söylemiş. Kalamış, her ne kadar hafta sonları ve Fenerbahçe Stadında maç olduğu günlerde ciddi miktarda göç alıyor olsa da İstanbul‘un en huzurlu ve dingin kalabilmiş semtlerinden biridir hatta hafta içi günlerinde Kış mevsiminin hüznünü yaşayan sayfiyelerden pek de farkı yoktur.
Şimdi beraberce Kızıltoprak, Kalamış ve Fenerbahçe sıralı güzergâhında keyifli bir yürüyüş yapalım. Bakalım bizi bu rotada neler bekliyor ve neler göreceğiz?
Kızıltoprak ışıklardan Rüştiye sokağa girip, denize dik uzanan bu sokaktan Kalamış parkına doğru inerken, inceden inceye deniz kokusunu almaya başlar insan. Rüştiye sokak, kısa boylu bitişik nizam apartmanları ve evleri ile en eski sokaklarından birdir buraların.
Sokak sonunda sahile-Münir Nurettin Selçuk Caddesine- vardığınızda yolun sağ tarafında Fenerbahçe Dereağzı Tesisleri kalır. Tam karşınıza ise Kalamış Parkı çıkar. Kalamış Parkı’nın içinde pek çok aktivite için yerler-Kafeler, koşu parkuru, halı saha, plaj voleybol alanı, basket sahası, köpekler için oyun alanı-mevcuttur. Parkta, insanlar ister çimlere yayılır, ister ahşap piknik masalarında oturarak keyifli dakikalar geçirirler. Deniz kenarında oturanlar ise Moda Burnu ve Fenerbahçe Burnu manzarasından faydalanırlar.
Ben de hayal meyal hatırlıyorum ama çok eski Kalamışlı bir büyüğüm ’’Sahil doldurulmadan önce marinanın girişine denk gelen yerde Köhne Çay Bahçesi, onun yanı başında uzayan iskelenin sonunda Kalamış Vapur iskelesi, şimdiki otelin olduğu yerde yazlık Kalamış Sahil Sineması ve onun önünde de Set Çay Bahçesi’’ vardı diye anlatıyor ardından da ’’Keşke mümkün olsa o günlere geri dönebilsek’’ diye ekliyor.
Eğer Parkta vakit geçirmek istemezseniz Yelken Sokak ile Fener Kalamış Caddesi köşesinde bulunan yılların Soley Pastanesinde bir şeyler yenilip, içilebir veyahut yolunuzdan hiç sapmadan yüzlerce teknenin yaşam alanı olan Marina içine girip buradan Fenerbahçe Parkı’na kadar yürüyebilirsiniz. Bu farklı özelliklere sahip tekneler ile dolu görsel, kaçırılmaması gereken bir şölen olup, gün batımı saatlerinde ise meraklılarına muhteşem fotoğraf kareleri sunar. marinanın Fenerbahçe’ye yakın kısmında ise karşınıza ekabir balıkçı tekneleri, bu teknelerin kenarlara atılmış ağları ve balık peşinde koşan mırnav kedileri çıkacaktır. Artık Fenerbahçe Parkına iyice yaklaşınca yol tarafında bulunan kafelerden gelen muhabbet ve müzik sesleri bir anda huzurlu havayı bozsa da kısa sürede buradan geçip kendinizi Fenerbahçe parkına atabilirsiniz.
Fenerbahçe parkı içinde Fenerbahçe Spor kulübü tesisleri, İstanbul Yelken, Galatasaray tesisleri ve Deniz kuvvetlerinin sosyal tesisi bulunur. Tamamı ağaçlar, yeşillikler ve kır kafeleri ile dolu keyifli bir mesire yeridir. Fenerbahçe parkı burun kısmında şahane bir deniz manzarasına sahip olup Pazar sabahları kahvaltılar için – yer bulabilmeniz için erken hareket etmeniz gerekse de –çok popüler bir mekandır. Benim küçüklüğümüzde parkın Fenerbahçe ordu evine bakan kısmında plaj vardı. Bazen buraya geldiğimiz de olurdu ayrıca yan kısmında ise TCDD‘ nin kamp yeri ve plajı bulunmaktaydı. O zamanlar Plajlar nezih yerlerdi, denizler ise temizdi. Yıllar geçtikçe denizler de kirlendi diğer şeyler gibi. TCDD‘ nin tesisi günümüzde de var lakin plaj olayı artık yok. Ayrıca Fenerbahçe parkı hafta sonları bir nevi düğün, nişan fotoğraf çekim platosu olarak hizmet vermektedir desek yanlış tanımlama yapmış olmayız diye düşünüyorum.
Yıllar önce Fenerbahçe parkının çıkışında büfeler vardı. Antrenman çıkışlarında orada yarım ekmek arası -Amerikan salatası sandığımız- Rus salatası yerdik. Sonra büfeler yıkıldı ve yerine Piramit diye bir AVM’cik yapıldı sonra o da kapandı gitti.
Fenerbahçe parkından çıkıp TCDD tesisi köşesinden yukarı doğru Fenerbahçe Orduevi istikametinde sizleri hafif eğimli bir yokuş karşılar ve bu yokuşun tepesine vardığınız yer hemen hemen Fenerbahçe Orduevinin önüdür. Bisiklet ile çıkanların tık nefes kalıp sahile kadar pedal çevirmeden dinlene dinlene indikleri yokuşun başındasınız artık. Yokuşu indikten ve balıkçı barınağını geçtikten sonra sizi Bostancı’ya kadar götürecek sahil yürüyüş yoluna varmış olursunuz. Bundan sonrası sizin performans ve yürüme isteğiniz bağlı olarak değişebilir. Bu sahil yolu Balıkçı barınağı ile Bostancı Deniz otobüsleri arası 5 Km olup gidiş / dönüş 10 Km tutmaktadır. Yol boyunca -Caddebostan itibariyle – kafeler olup ayrıca birkaç tane de plaj bulunmaktadır. Kiralık bisikletler ile sahili turlayabilir ya da banklarda, çimlerde oturarak vakit geçirip deniz manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Ben dilim döndüğünce Kalamış ve Fenerbahçe ‘den söz etmeye çalıştım artık daha detaylı keşif yapmak ve hoşça vakit geçirmek sizlere kalmış.
Notlar.
- Kadıköy’den kalkan FB1 otobüsü Fenerbahçe’ye gitmektedir.
- Kadıköy’den kalkan sarı dolmuşlardan Kızıltoprak ışıklarda inip yukarıda söz ettiğim yürüyüş rotası eksiksiz yapılabilir.
- Kızıltoprak ışıklardan sahile dönen yol Rüştiye Sokak’dır.
- Kadıköy’den kalkan ve Kızıltoprak’tan geçen tüm otobüslerden Kızıltoprak durağında inilip, bu parkur yapılabilir.
- Kızıltoprak ışıklar çıkışlı olarak bu yürüyüş hiçbir yerde durmadan gidiş / geliş şeklinde yaklaşık 1 saat içinde tamamlanabilir.
- Vaktiniz geniş ise güzergâh üzerinde bazı yerlerde bir şeyler yenilip / içilecek şekilde yarım günlük bir program uygulanabilir hatta tam güne yayılabilir.