Kaleiçi; Antalya’nın En Güzel Yeri
Türk turizmi denildiği zaman ilk akla gelen ve ülkemiz turizminin lokomotifi olan bölge Akdeniz Bölgesi’dir. Akdeniz Bölgesi’nin ve Türk turizminin başkenti ise hiç şüphesiz ki Antalya’dır. Hem Antalya şehir merkezi hem de civar bölgeleri; insanı baştan çıkartacak şahane bir doğaya, bunun yanı sıra insanın aklına durgunluk veren tarihsel bir geçmişe ve bu tarihsel geçmişin olağanüstü kalıntılarına ev sahipliği etmektedir.
Akdeniz Bölgesi ve Antalya ile alakalı anlatılacak o kadar çok şey var ki yazmakla bitiremeyiz. Zaten buralar ile ilgili binlerce ansiklopedik bilgi de internetin her noktasında mevcut.
Yıllardan beri beni Antalya’da en etkileyen yerlerden biri de Kaleiçi olmuştur. Dar ve sevimli sokakları, tarih kokan evleri, sıcacık atmosferi, limanı, surları ile Antalya’nın ilk yerleşim yeri olan Kaleiçi’ne yıllar sonra tekrar yolum düşüyor ve burada pek hoş bir gün geçiriyorum.
Geçmiş ile modern yaşam arasında sıkışmış kalmış bir şekilde tarih sahnesinde ona biçilen rolü oynamaya devam ediyor Kaleiçi. Kesinlikle her geçen gün doku daha fazla bozuluyor ve yok oluyor, belki bir noktada yenileme çalışmaları filan falan da artık çare olmayacak; bu sadece Kaleiçi için geçerli olan bir konu değil pek tabi ki de, ülke ile özdeşleşmiş genel bir problem. Tarihi ve tarihi dokuyu, eserleri korumak ve gelecek nesillere aktarabilmek çabası ile alakalı genel bir sorun hatta bir paradoks var ülkemizde; hem tarihi koruyup, kollamaya çalışıyor gibi gözüküp hem de bu derece tahrip edip ranta peşkeş çekmek.
Antalya Kaleiçi’nde konaklama yapabilirsiniz ya da şehir içinde konaklama yapıp Kaleiçi’ne bir gününüzü -pek tabi ki de layıkıyla gezmek için yoksa 1,2 saatte gezip yolunuza devam edebilirsiniz- ayırabilirsiniz.
Biz tam bir gün Kaleiçi ve civarında vakit geçirdik. Havanın güzel olması da günümüzün çok daha keyifli geçmesini sağladı. Kaleiçi bölgesinde tarihi mekânları gezmenin dışında yeme içme ve konaklama alternatifleri de oldukça geniş.
Peki, Kaleiçi’nde nereleri gezip, görebilirsiniz şimdi kısaca bunlardan söz edelim.
Antalya Saat Kulesi: 1901 senesinde Sultan 2.Abdülhamit adına inşa ettirilmiş olan kule; şehrin Kalekapısı mevkiinde bulunmaktadır.
Tekeli Mehmet Paşa Cami: Kalekapısı mevkiinde Antalya Saat Kulesi’nin hemen arkasında yer almaktadır.
Yivli Minare Camii Ve Külliyesi: Kalekapısı semtinde bulunur. Külliyede bulunan yapılar; Yivli Minare, Yivli Camii, Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi, Mevlevihane, Zincirkıran ve Nigar Hatun türbeleridir. Selçuklular zamanından kalmıştır.
Hadrian Kapısı: Günümüzdeki yaygın ismi Üç Kapılar olup M.S 130 yılında Roma İmparatoru Hadrian adına yapılmıştır.
Kesik Minare Camii ( Korkut Camii ): Kaleiçi’nde bulunmakta olan camii günümüzde ibadete kapalıdır. İlk döneminde kilise olarak inşa edilmiş lakin daha sonra camiye çevrilmiştir.
Hıdırlık Kulesi: Kaleiçi surları üzerinde 2.yy’da yapılmış olan silindir şeklinde kule.
Ahi Yusuf Mescidi: 1249 yılında yaptırılmış olan Antalya’nın en eski mescididir.
Kaleiçi Müzesi: Çarşamba günleri hariç; 09.00-18.00 arası ziyarete açık. Giriş ücretsiz. Müze ile alakalı daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Antalya Oyuncak Müzesi: Pazartesi günleri harici açık olup girişi ücreti 6 TL’dir. Buradan müzenin resmi sitesine ulaşabilirsiniz.
Seyir Terası: Kaleiçi’ni kuş bakışı izleyebileceğiniz nokta. Buradan bineceğiniz asansör ile de Kaleiçi’ne kolaylıkla inebilirsiniz.
Mermerli Plaj: Yabancı turistlerin yoğun şekilde rağbet ettiği bu plaj; Antalya ilinin en eski ve orijinal plajlarından biridir.